AK PARTİ NEDEN SESSİZ
Ayla Ekin Deniz

Ayla Ekin Deniz

DENİZ YELİ

AK PARTİ NEDEN SESSİZ

21 Eylül 2020 - 11:00

AK Parti meşruiyetini yitiriyor mu?
Neden böyle sert bir başlığa gerek duyduğumu sizlere yaşanan örnekler ile anlatayım.  Neden AK  Parti eski AK Parti değil? Bu partiye her ne oldu ise bir an önce bozulan yerini tamir etmeli yoksa sonu 2002 seçimlerindeki DSP gibi olacak. Bozulan yeri diyorum ama bu arada belirteyim, kendileri de bu konuda bir değişiklik yapmak ister gibi görünmüyorlar.  Alternatif bir muhalefet doğduğuna bu halk inanırsa AK Partinin yerinde yeller esecek haberiniz olsun. Gelin bir iki örnek ile bu söylediğimin haklılık payını irdeleyelim.
Bundan iki hafta önce Didim Belediye Başkanı hakkında ortaya atılan iddialar karşısında tüm kadın örgütlerinin ayağa kalkmasını, bu başkanın “aklanana ya da tutuklanana” kadar o makamda bir gün bile tutulmamasını sağlayacak bir kamuoyu oluşması beklenirken, sosyal medyadaki küçük çaplı bir hareketlilik dışında Cumhur ittifakına geniş bir sessizliğin hakim olduğunu gördük. 
Didim’de gerçekleşen olayı bir hatırlayalım: Bir kadın CHP’li Belediye Başkanı tarafından iş vaadiyle çağrılıp, uyuşturucu verilerek toplu tecavüze uğramış ve bu iğrenç cürmün görüntüleri ortalığa saçılmıştı. Gelin görün ki bu iddialar ve görüntüler, iktidar partisi ve onun ortağı MHP’de hiçbir karşılık bulamadı. 
Oysa ki  Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı geçen yıl şarkıcı Sıla’nın sevgilisinden yediği dayak için açılan davada müdahil olma talebinde bulunmuşken ve daha birkaç gün önce Halil Sezai’nin 67 yaşındaki bir komşusunu tekme tokat dövmesi ile ilgili olarak “olayın takipçisi” olacaklarına dair açıklama yaparken Didim’de CHP’li Belediye Başkanı tarafından iş vaadiyle kandırılıp, toplu tecavüze uğrayan kadın o kadar da önemli bulunmamış anlaşılan. Ne Kadın Kolları ne Kadem, ne de diğer Kadın Dernekleri ve İslami Sivil Toplum Kuruluşları bu çaresiz kadının feryadına bir ses verdiler. Sus pus olup bu olayı onaylarcasına sessiz kaldılar! Hayret ki, ne hayret! 
Abdurrahman Dilipak’a sadece bir yazısı dolayısıyla orada söylediği, yazdığı sadece bir kelimeden, hem de yanlış anlaşıldığını söylediği halde, AK Parti’nin 81 İl Kadın Kolları dava açamadılar mı? 500 bin liralık tazminat ile davanızı taçlandırmadınız mı? Oysa geçenlerde CHP Kadın Kolları Başkanı Nazlıaka İstanbul Sözleşmesini eleştiren, istemeyen tüm erkekler tacizci, tecavüzcü diye açıklama yaptığı halde hiç böyle bir dava furyası görmedik kendisine yönelik.
Şimdi soru şu.  Neden bu olayda sessiz kalıyorsunuz? Çekinceniz ne sizin? Genel Merkezden onay gelmedi o yüzden AK Parti olarak konuşamıyoruz mu diyorsunuz ey Kadın Kolları?  O zaman hepiniz, tüm Cumhur İttifakı bu sessizlikle bu işi onaylıyor musunuz? Bunun başka türlü açıklaması yok.
Böylesi topluma mal olmuş, makam mevki sahibi kişilerin yaptığı ahlaksızlıkların cezasız kalması bu tür olayları meşrulaştırır.  Meşruiyet kazanan bu tür olaylar toplumda gençlere örnek olur. Ondan sonra çıkıp kimse “muhafazakâr, dindar bir nesil yetiştiriyoruz” iddiasında bulunmasın, ki böyle örneklerle ancak ahlaksız nesiller yetişir. 
Bir de işin diğer boyutu var tabi ki. Benzer olaylar iktidar yanlıları ve atadıkları tarafından da yapılsa aynı muameleyi görmeli. Bizimkiler temiz onlar pis olmaz. Adalet terazisi çalışmalı. Aydın gündemini sarsan kaset skandallarında Didim’deki gibi medyaya düşmüş olan da var; milletin diline düşmüş olan da! 
Topluma hakim olan yüksek değerler korunarak yaşatılmalı. Yoksa milletin vicdanında tükeneceksiniz. İster en çok oyu alın, ister sonsuza dek iktidar olun. Allah’ın her şeyi görüp gözeten olduğu bir dünyada insanlar kandırılabilir ama O asla!
İyi haftalar..