REKTÖR VE ADALET
Ayla Ekin Deniz

Ayla Ekin Deniz

DENİZ YELİ

REKTÖR VE ADALET

18 Ekim 2021 - 10:00

Bilindiği üzere Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Osman Selçuk Aldemir ile görülmekte olan bir mahkememiz var 17 Eylül 2021 gününde girdiğimiz duruşmada söz sırası Sn. Rektör Osman Selçuk Aldemir e geldiğinde aynen şu ifadeleri kullandı "ben bu şahısların hiçbirine tanımıyorum (cübbesini giydiren eski rektör de dahil olmak üzere)  ama şu bayan her gün özellikle geceleri beni arayıp taciz etti" bu söylemin üzerine mahkeme salonu benim ve eşimin itiraz üzerine bir anda karıştı, atılan bu iftira yetmiyormuş gibi bir de mahkeme tutanaklarına mahkeme düzenini bozmaktan şerh düşüldü.. Ama ne gariptir ki Sn. Rektör'ün bu söylemi mahkeme tutanaklarına geçirilmemiş..Şimdi ben buradan mahkeme salonunda bulunan erkek kişilere ve tüm kamuoyuna  soruyorum bir kadın olarak size böyle bir ithamda bulunulsa,  özellikle eşinizin yanında ve bu itham teyide muhtaç iken ne yapardınız..??? Ben gerekeni yaptım gittim Savcılığa suç duyurusunda bulundum..Bunun üzerime atılı bir iftira olduğunu tespit edilmesi için HTS kayıtlarının istenmesini talep ettim.. Ve bana jet hızıyla kovuşturmaya yer yoktur yazısı geldi..  Bir cümlede aynen şöyle yazıyor "Osman Selçuk Aldemir in yalan söyledi ispat edilse bile suç teşkil etmemektedir" neye göre, kimegöre..?? Burada  görülen mahkeme konusu dışında şahsıma atılan bir iftira var neden suç teşkil etmemekte..??burasını hiç anlayamadım. Ama böyle bir eylemde bulunmadığımı önce Allah sonra kendim şahidim.. Yine de ben bunu Kendi çabalarım ile ortaya çıkarmaya çalışacağım ..İşin garip tarafı Sayın rektörün söylediği bu cümle tam hakim tarafından kayıtlara geçirilmemiş ama benim itirazım üzerine mahkeme düzenini bozmaktan şahsıma şerh düşülmüş.. burada herkesin elini vicdanına koymasını diliyorum..

ADALET NEDİR NEDEN GEREKLİDİR

     Adalet toplumun ve insanın var olmasının temel taşlarından en önemlisidir. Eylem şeklide adil olmaktır. Adalet kavramının esasını hakkın korunulması, savunulması, sahibine teslim edilmesi, mağduriyetlerin giderilmesi,  zulmün önlenmesi oluşturmaktadır. Adalet kavramı insana bireysel olarak çocukluğundan itibaren verilmesi gereken eğitim, bilgi, yaşam tarzı olmalıdır. Daha sonraki süreçte hukukun öğretilmesi, devletin kontrolunda hukukun işletilerek adaletin tesisi, korunması, ve uygulanmasıdır.
     İnsan fıtratının en ihtiyaç duyduğu, en çok aradığı adalet bütün dinlerde kutsal hak olarak çok keskin bir şekilde anlatılmış, öğretilmiş, emredilmiş ve yaptırımlarıyla uygulamaya konulmuştur. İnancımız ve kutsal kitabımızla birlikte Allahın elçisi peygamberimizde bu konuya çok net bir şekilde açıklık getirmiş, uygulamasını emretmiş, örnek olarak uygulamıştır.
     Asil karakteri ve üstün özellikleriyle Türk Milleti binlerce yıllık tarihinde her zaman adaletin timsali olmuş, adaleti yaşamış, yaşatmış öz benliği haline getirmişti. İslamiyet’le birlikte dünyaya hükmedecek kadar adaletin yeryüzünde temsilcisi olmuş, düşmanlarına bile adaletle hükmetmiş zulmetmemiştir.
     Her ne kadar son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti batılı adalet sistemini kabul etse de özünde ve uygulamalarında hep adil düzeni, gerçek adalet sistemini hayata geçirmeye çalışmış arayışlara devam etmiştir.
     Maalesef kanunlardaki bazı eksiklikler, açıklar nedeniyle suiistimaller olmuş ve olmaktadırlar. Bir dönem paralel hain yapıların hukukun temsilciliğini kısmen ele geçirmesi sonucu hukuk adına çok vahim haince işler yapılmış, zulümler uygulanmış, adalet ayaklar altına alınmıştı. Toplumun gücü, sağduyusu ve devletin adil güçlü temsilcileri ile bu tehlike bertaraf edilmişse de zaman zaman münferiden olsa da arızalı işler, uygulamalar olmaktadır.
     Bazen de  niyeti karakteri kişiliği bozuk ekonomik güç ve mertebe sahibi kişilerin oluşturduğu çıkar ilişkisi gurupları dayandıkları siyasi, bürokratik güç odaklarına güvenerek zayıf gördükleri, doğruya aşık insanları gayri meşru ilişkilerini, çıkarlarını ifşa ettiği, çıkarlarına çomak soktuğu için yıpratmaya sindirmeye çalışmaktadırlar. 
     Bu toplumun sesi, soluğu, bilgi kaynağı medya mensupları, sivil toplum kuruluşu üye ve yöneticileri, adil hukukçular, araştırmacı yazarlar ve hassas insanlar bu niyeti bozuk, çetemsi insanlar, guruplar tarafından çeşitli yöntemlerle ezilmek, yok edilmek ve itibarsızlaştırılmak istenmektedir.
     Ne yazıkki hukuktaki bazı boşlukların yanlış yorumlanması nedeniyle hukukçularımız bu zulümlere zamanında gerekli karşılıklar verememekte, adaletin tesisi ya olmamakta yada çok geciktirilmektedir.
     Aslında adalet herkese, günü geldiğinde zalime bile lazım olacaktır. Kimse ne oldum dememeli ne olacağım demelidir. Son cümle olarak İLAHİ ADALET hiçbir zaman şaşmaz hep tecelli eder unutulmasın.