İYİ BİR BİREY OLMAK

     Doğumla başlayan insan hayatında gelişim insana ait en önemli özelliklerden birisidir. Bedenle birlikte akıl, duygu, davranış, bilgi de insanda devamlı gelişerek devam eder. Toplum olarak insanın gelişimine katkı o toplumun vazgeçilmez görevidir. İlk görev haliyle aileye düşmekle birlikte aynı süreç içerisinde ailenin de gelişimi devam etmek zorundadır. Okul hayatıyla birlikte gelişimin önemli bir kısmını eğitim öğretim faaliyetleriyle okullar ve öğretmenler devam ettirirler.
     Birey ergenlikle birlikte belli yaşlardan itibaren artık kendi kişisel gelişiminden sorumlu olmaya başlar. Bu sorumluluk ölene kadar devam eder. Kişi aynı zamanda etkileşim içerisinde olduğu toplumun bazı kesimlerinin etkisi altında olumlu yada olumsuz yönde gelişim halindedir bir yandan. Buradaki en önemli faktör anne karnından itibaren ilkokul sonuna kadar olan süreçte aldığı kişisel öznitelikler, huylar, alışkanlıklar, öğretiler ve bedensel eğitimlerdir. Bunların biri yada birkaçından kişi eksik kalırsa ilerleyen dönemde bu eksikliler onun toplum içerisinde sağlıklı ilişkiler kurmasını, mutlu, huzurlu olmasını, ebeveyn olarak sağlıklı nesiller yetiştirmesini engeller. Bu eksikliklerin yani kişisel gelişim noksanlıklarının ileri safhasında eğitimden yoksun, kaba ve suça meyilli hatta suç makinaları ortaya çıkmaya başlar.
     Aileden eksik kalanları okul hayatında öğretmenlerin tamamlaması esastır aslında. Hepimizin ilkokul öğretmenlerinin hayatımızdaki yerinin ne kadar kalıcı ve anlamlı olduğunu hatırlarsınız değil mi? Buna rağmen yoğun çevre ve aile defolu bireyler öğretmenlere rağmen hayata atılabilmekte toplumun yarası olarak sıkıntı kaynağı olmaktadırlar.
     Toplumu şekillendiren diğer güncel kaynak ise yazılı, sözlü, görüntülü, klasik ve sosyal medyalardır. Özellikle internet çağının neslinin kişisel gelişimi bir çok anlamda son derece yetersiz kalmakta adaptan, edepten, kadim kültürden yoksun bazı teknik konularda bilgili ama sosyal konularda oldukça cahil bir şekilde hızla arttığı görülmektedir.
     Bu konudaki açığı fark eden özellikle batı kaynakları kişisel gelişim kitaplarıyla bu boşluktan para kazanma hırsıyla istifade etmek amacıyla işe yaramayan, kişiyi daha fazla egoist ve bencil yapan, ilahlaştırıp maddeye tapan fikirler, görüşler, yol haritaları sunmaktadırlar. Nefse ve maddeye hitap ettiği için tutulan bu kitap furyasından bizim toplumda bulaşıcı hastalık gibi nasibini almaya başlamıştır. 
     Kişisel gelişim konusunda maalesef sağlıklı akademik çalışma yapılmadığından, müfredat oluşturulmadığından bu konu fırsatçı rantçıların elinde oyuncak olmaktadır. Buna rağmen sağduyulu, gerçekçi, milli manevi değerlere uygun eserler çok az da olsa yayınlanmaktadır. Bu konuda eksiğini fark edip arayış içinde olan insanımızın sağlıklı seçim yapacağı tavsiye mekanizması olmadığından reklam gücü yüksek ön plana çıkarılmış eserler daima daha çok insana ulaşabilmektedir.
     Aklı başında, geleceği gören, eğitimcilerin ve toplumun ileri gelenlerinin artık bu konuya el atarak disipline ederek bilim dalına dönüştürüp topluma sunması, zararlıları ayıklaması gerekmektedir.