PARTİ İÇİ TEHLİKELİ ÇEKİŞMELER

     Siyasi partiler kuruluş ve gelişim süreci içeresinde birçok evrelerden geçer, birçok aşamalar kaydeder ve yaptığı çalışmalarla başarılı veya başarısız olurlar. Kuruluş sırasında ortak bir hedef doğrultusunda inandıkları bir liderin yönetimi altında çok güzel bir heyecanla yola çıkılış. İlk yola çıkışlar çok meşakkatlidir, çok özveriler, çok çalışmak, çok yorulmak gerektirir. Partideki yönetim ve üyeler tek bir ses gibi sağlıklı bir vücut gibi davranarak bir hedefe koşturmaya başlarlar. Partinin ana programındaki tutarlılık , gerçeklik ve ümitvar özelliklerle birlikte kurucu yada seçilmiş liderin kişisel duruşu, üst düzey seçkin özellikleri, vizyonu ve gayreti partiyi kenetlenmiş bir şekilde başarıya götürecek en önemli faktörlerdendir. 
     Partinin seçime hazırlık sürecinde ilk kuruluştan itibaren aday adaylarının seçim mücadelesi başlar. Adaylık müracaatlarının değerlendirilmesi partinin hayatındaki ilk ve devamlı sınavıdır aslında bu aday adayı seçim, tercih, kabul etme edilme maratonu. Adayların seçilmesindeki kriterler davaya inancının asıl olmasının yanında partideki geçmiş başarıları, destekleyecek kitlesinin çoğunluğu, ekonomik gücünün çok olması, kariyer ve karizması gibi faktörlerdir. Tabi ki ülkenin her yerinin demografik özellikleri farklı olduğu için aday seçimlerinin de kriterleri farklılıklar göstermektedir. Bazı yörelerdeki geniş kitleye hitab eden fakat eksik özellikleri olan adaylar rekabet ve oy saısı üstünlüğü nedeniyle mecburen tercih edilirler.
     Bununla birlikte aday adaylarının parti içindeki geçmiş çalışmalarındaki başarı değerlendirilmesi, karakter analiz, beklentileri, egolarının durumu dikkatli analiz edilmezse bu aday seçimden sonra hem partisi hemde seçmeni ve halk ile ciddi sorunlar yaşayacaktır. Mesela seçildiğinde bazı kişilere verilen milletvekili dokunulmazlığı, sunulan özel haklar, insanların birden yüksek saygı gösterip pohpohlaması bu kişilerde ciddi kişilik bozukluklarına, şımarmalarına, egolarının tavan yapmasına sebep olmaktadırlar. Artık kendilerince onlar yüksek statülü çok büyük işlerin büyük adamları olmuşlardır. Rahatsız edilmemeleri, hesap sorulmamaları lazımdır diye düşünerek sırça köşklerde yaşamaya başlarlar. Asıl olan milletin görev ve hizmet için kendi seçtiği vekilleri olduklarını maalesef unuturlar.
     Bu egolar, çıkar ilişkileri ve çatışmalar, geçmişten gelen hesaplaşmalar, hizipleşmeler nedeniyle aynı şehrin içindeki aynı partinin milletvekilleri birbirlerini düşman gibi görmeye, acımasızca eleştirmeye, hatta açık gizli komplolar kurmaya başlarlar. Birlik beraberlik içinde o şehre oradaki halka hizmet etmek, proje üretmek yerine gereksiz işlerle, tembellikle, kendi çıkar işlerine odaklanmayla halktan hizmetten uzaklaşmaya, topluma yabancılaşmaya başlarlar. Halkın sağduyu sahiplerinin, geçmişlerini bilenlerin varlığını unutup gösterişe, merkezdeki tribünlere, kendine bağımlı ettiği küçük kitlesine oynamaya başlar. Ufuktaki seçimede hazırlanmak yerine vurdumduymazlık ve tembellikle liderinin rüzgarının eteğinin altına saklanarak ikbal ve başarı beklerler.
     Halkın teveccühünü kaybetmeye başlayan o partinin milletvekillerine karşı oluşan memnuniyetsizlik maalesef partinin de gücünün ve tercih edilmesinin önünü kesmeye başlar. İdealist, kemikleşmiş sadık seçmen bile bundan rahatsız olur bunları cezalandırmak için partisine oy vermeyerek onların yüzünden kendisini ve partisini cezalandırmış olur.
     Bu arızalı, sorunlu vekiller yerlerini muhafaza edebilmek için gerek merkezde kendine dost edindikleriyle gerekse birçok illegal yada karşıt görüşlülerle birlikte gizli bağlantılar, çalışmalar yapmaya başlayabilirler. Bu sorunlu durum tehlikeli hal almaya başlayınca kendisiyle ortak hedefi olması gereken partisindeki vekillerle hizipleşme iyice derinleşir.
     Bu durumlar ortaya çıktıkça haklı olarak kendisini takip eden medya ve diğer sivil toplum kuruluşları araştırmaya ve bu olumsuzlukları değerlendirmeye başlarlar. Seslerini yükseltip hesap sormaya başladıklarında bu insanlara da saldırıp suçlayarak sindirmeye çalışırlar. Ne acıdır ki bu tip vekiller muhalefeti bırakıp kendi görüşündeki sorgulayan değerlendirenler, yol gösterenlere savaş açar itibarsızlaştırmaya başlarlar.
     Unutulmamalıdırki bu performans düşüklüğü merkezi ve lideri de son derece rahatsız etmekte, gereğini yapmak üzere zamanı gelince hesabı sorulacaktır.
     Birkaç yıllık iktidar nimetlerini, verilen hakları hiç bitmeyecek sanarak geleceğini ve hesap gününü unutanlar için Allah dostlarının güzel bir öğüdü ile yazımı bitiriyorum.
    Dikkat edin yönetime talip olanlar, yöneticiler şöhret şehvetten üçyüzaltmış kat daha tehlikelidir. Ve ayeti sakın unutmayın ‘’ emrolunduğun gibi dosdoğru ol’’