"SOL" SUZ DEMOKRASİ OLUR MU?
RAMAZAN TÜLÜ

RAMAZAN TÜLÜ

KUYUYA ATILAN TAŞ

"SOL" SUZ DEMOKRASİ OLUR MU?

20 Kasım 2023 - 13:38


 
Türk halkı “SOL” u sevemedi bir türlü. Ben yaşadığım sürece bunu hep böyle gördüm ve bildim.
Sol kesim bu yüzden hep çekmiştir. Sol, yürek ve emek isteyen bir kavramdır. Biz toplum olarak çok çalışmayı, bir işe emek vermeyi pek sevmeyiz ve kolaycılığa ve beleşe kaçarız. Sol aydın ve sanatçının hemen hemen tüm yaşamı muhaliflik olmuştur. Bu ülkede solcu olmak, akıllı(!) ve çıkarına düşkün adam işi değildir. Tanrı rahmet eylesin zamanında bir öğretmenim bana;  “Oğlum, daha hala solculuk mu taslıyorsun?, Bana bak! ‘Solculuk iyi bir şey olsaydı Sağcılar sana bırakmazdı’ “ demişti.
Solcu olmak/olabilmek için;

  • Prensiplerin olacak, öncelikle.
  •  
  • Seni kimse satın alamayacak.
  •  
  • Öyle uyduruk her atasözüne inanmayacaksın.
     -‘Paranın satın alamayacağı şey yoktur’,’Herkesin bir bedeli ve zaafı vardırgibi   sözlere kesinlikle inanıp katılmayacaksın.
     -Onurunla, şerefinle namuslu kimliğinle, beynini kullanıp akıllı ve ahlaklı yaşayacaksın.
     - Emek harcayıp üreteceksin, seveceksin, sevileceksin, inançlarının ve ilkelerinin arkasında duracaksın.
- Sevgilerin karşılıksız olacak, 
- Yaptığın iyilik ve yardımların gizli kalacak, yaptığınla övünmeyeceksin
- Seni attan, ottan, itten ve puşttan farklı yapan özelliğinin ayırdında olacaksın
 -Çünkü sen insansın, bu bilinç ve kararlılıkla şu üç günlük dünyada insanca yaşayacaksın.
Ülkedeki ve ülkeyi temsil düzeyindeki “sol”un hali de hiç iç açıcı değildir.
Cumhuriyet tarihinin en sağcı, ekseriyeti (30-40 yıl önceki radikal sağı temsil eden)  siyasi figürlerden ittifak halinde teşekkül etmiş bir meclisimiz var şükürler olsun(!).
Son seçimlere, oy dağılımına ve oranına şöyle bir bakarsak;
Yüzde 88’e varan oranda yurtdışı oy alan muhalif kesim, bu oyları Avustralya, İngiltere, Kanada, USA gibi Anglosakson kökenli ülkelerden almıştır. Sanki bizim güney ve batı kıyılardan, sahillerden alınan oylar gibi…
Bunun nedenini benim mi söylemem gerekiyor. Siz daha iyi biliyorsunuz, benim daha fazla bir bilgi vermeme gerek var mı?
Okuma yazma oranı ve kültürlü olmak/olmamak sorunsalı…
Diğer Avrupa ülkelerinde özellikle Almanya, Fransa, Hollanda gibi İşçi kesiminin yoğun olduğu yerlerde mevcut iktidar kanadının büyük ve küçük ortağına çıkan yüksek orandaki oyları nasıl izah edebiliriz…
Türk toplumu öyle saygı duyduğumuz Aziz Nesin’in dediği gibi “% 60’ı aptal” falan değildir. Uyanık, çıkarcı ve şark kurnazıdır…
Kara Avrupasında yaşayan ve Türkiye’deki yurttaşların  kaderini belirleyecek oyları kullanan o kesimin yine ekseriyeti yaşadıkları ülkelerde genellikle ‘SOL’ partilere oy veriyorlar. Yok, bu yönelimde hiçbir terslik falan yok. Gayet basit, çünkü nedeni çıkara yönelik davranış refleksi…
Bilindiği üzere, Avrupa’daki sol partiler yabancı işçilere karşı değiller. Aksine onların haklarını en çok Sol Partiler savunuyor.  Yaşadığı ülkede SOL’a oy verdiği halde Türkiye’ye gelince bizlere karşı hali hazır sistemi savunan “Ben Almanya’dan geliyorum. Orada ekonomi daha kötü, Çıkar şu telefonunu bir görelim, Para yoksa caddelerde bu kadar araba niye var, Bu gençler fakir ise bu kafeteryalarda niye oturuyorlar?” diyerek ahkam kesen “DAYILAR”ın meselesi de çıkar meselesidir. Cebine Euro ve dolarları koyup geldiği Türkiye’de bozdurunca alım gücü kat be kat artan dayımız(!), şark kurnazlığı ile bizlere o kadarcık hava atacak elbette…
Sanki bu ülkenin salt gerçekleri ile yaşamını idame ettirmek çabasındaki vatandaşının araba kullanmaya, gençlerinin de akıl telefon kullanıp arkadaşı ile bir kafeye oturup çay içmeye hakları yokmuş gibi…
Kimse dile getirmese de, asıl sorunumuz ülkede tüm kurum ve kuralları ile uygulanan gerçek demokrasi yerine şekli ve “SOL”suz bir demokrasi aldatmacasının varlığıdır.
Bu ülkenin namuslu, şerefli, onurlu, vergilerini ödeyen, askerliğini yapan, devletine karşı her türlü yükümlülüklerini harfiyen yerine getiren yurttaşlarının kaderini, Afganlı, Suriyeli ve bu ülkeyi terk edip hayatını ikinci vatandaşlık Avrupa’da kazananlar tayin ediyor. İşte ben tam da bu durumu içime sindiremiyorum…