Dedikodudan köşe yazısı, satılık kalemden gazeteci olursa10...
SUAT DENİZ

SUAT DENİZ

Dedikodudan köşe yazısı, satılık kalemden gazeteci olursa10 Ocak kutlanır mı?

10 Ocak 2022 - 08:50

Bu 10 Ocak Gazeteciler Günü yine klasik kutlama mesajları, sahte tebrikler çelenkler falan filan...
Geçtiğimiz gün “Sözde meslektaşım” olan bir şahıs tarafından başlatılan karalama kampanyasının yine  baş aktörü olduk eşimle . Ünvanı namı çok ünlü olan Rektör ile İletişm Fakültesi Dekanı, benim bu günlere gelmeme büyük çaba sarf eden her gece "Allah razı olsun" dediğim, 1999 yılında Devlet Bakanı iken beni doğrudan atamayla Anadolu Ajansı Aydın Büro şefi yapan Prof. Dr. Yüksel Yalova arasındaki traji komik bir etkinlik ve sonrasında yaşanan olayları örtbas etmek için 15-20  gün önce görülen davayı ısıtıp haber yapmış..
 Bu ilde kime ne yaptıysak bizi küçük düşürmek için onurumuz ile haysiyetimiz ile itibarımız ile oynanmaya devam ediyor-ediyorlar . Peki eksildik mi? Hayır! Siz istediğiniz kadar 10 Ocak kutlaması yapın, Biz AHLAKSIZA AHLAKSIZ HIRSIZA HIRSIZ DEMEYE BEDELİ NE OLURSA OSUN DEVAM EDECEĞİZ BU BÖYLE BİLİNE...

Ben bu sektöre daha çok küçük yaşlardayken AYTV'DE  girdim. Dünya Gazatesi, Yeni Asır, Kanal A, TGRT, EGE TV, TVDEN gibi kanallarda sesimi duyurdum..   Gazeteciliğin her alanında çalıştım,  Yeri geldi maddi yeri manevi zorluklar, yeri geldi sağlığımdan bedel ödedim. Ama birileri yine karalama kampanyaları başlattı ne oldu? Bittik mi? Hayır! Dimdik ayaktayız!

Aydın Gazeteciler Cemiyet Başkanı oldum. Onursal Başkan oldum, TSYD İl temsilcisiyim, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetimine girdim, halen Sayın Cumhurbaşkanın onayıyla kurulan Kürsel Gazeteciler Konseyi Yönetimindeyim, il temsilcisiyim. Aydınspor'da 14 yıl futbol oynadım, yöneticisi oldum. Şampiyonlukta adımı yazdırdım.  Başarım kıskanıldı, türlü türlü dedikodular, yalanlar tam iş bağlayacağım zaman veya yeni bir sıçrama yapacağım zaman karşıma çıktı. Ne oldu? Başarımdan mı gitti? Daha çok bilendim, daha çok azmettim, daha çok çalıştım, daha çok kazandım!
Bir  evlat büyüttüm. Yeri geldi geceleri beşik salladım, gündüzleri bir gram uykusuz çalıştım. Ne oldu? Eksildim mi? başarısız mı oldum? Bugün yetiştirdiğim çocuğum ile mesleğim ile gurur duyuyorum. Hani klişedir derler ya; “çocukta yaparım kariyerde” işte bunu başardım ben. Her zorluktan ders çıkardım, bugüne geldim. Sağlığım bozuk 4 anjiyo 1 bypas geçirdim. Büyük bedel ödedim.
Şimdi dönüp bakıyorum, bir düne bir de bugüne. O zamanlar daha mertmiş gazeteci geçinen insanlar. Dostun dost, düşmanın düşman olduğu günler! 

O zamanlar kolay değildi bu meslek! Eline telefonu alanın gazeteciyim diye gezmesine imkân yoktu! Sosyal medyadan canlı yayın yapıp göz boyama ile hava atılmıyordu. Ama tetikçiler o zaman da çoktu! Bu zaman da çok!

Değeri üç kuruş olmayanlar o zaman da vardı, şimdi de var. Bedeli belli olan, üç kuruş için en yakın arkadaşını satanları ben taa o günlerden bilirim! 

Şimdi klavyenin başına oturup, iki satır dedikodu yazıp, kaynak olarak ta ısıtıp ısıtıp bizi gündeme taşıyorlar sanki kendilerinin yaptıklarını biz bilmiyoruz İstedikleri avantaları, kestikleri fatura bedellerini, işe soktuklarını,  Arkadaş! Önce delikanlı olacaksın. Satılık kalemini koynuna alıp, telefonunu kapatıp, kuyruğun sıkıştırıp yatmak yok öyle!

Yıllarca verdiğim mücadeleyi, onurum ile taşıdığım ismimi, bir dedikodu kampanyasına kurban edecek göz var mı bizde! 

Meslek büyüklerime saygı gösterir, yeni yetişenlere imkân tanırım ben. Beni bilen gayet iyi bilir. Zaten lafımı da esirgemem çoğu zaman. Diyeceksem delikanlı gibi yüzüne, yazacaksam aslanlar gibi köşeme yazarım! Yok öyle taşeronluk ben de! Çoğu arkadaşım aradı, inanmadıklarını söyledi. İnanan olduysa da belki bir selam eksik alırım, daha da ötesi olmaz. Dostluk dediğin bir günde olmuyor. Aynı evlat gibi,emek gibi,bir insanın işini geliştirmesi gibi aynı halı dokur gibi ilmek ilmek, emek ile oluyor. İşte böyle zamanlarda anlıyorsun kim yanında, kim seni tanıyor, kim kuyunu kazıyor!

Yeni bir yıla girdik, kalplerin yumuşayacağı, gönüllerin iman ile dolacağı şu günlerde iftira atanları Allah'a havale ediyorum. Rabbim bilir, en iyisini en doğrusunu…

Erdemli, ilkeli, onurlu olmanın zor olduğu günümüz dünyasında yaşamak ağır imtihanları gerektirir. Önemli olan erdemlilik ve ilkeyi bozmadan, onur ve haysiyeti koruyarak yaşayabilmektir. İlkeli ve onurlu insanların her konuda ölçüler “hak”dır. Zira Hz. Ali efendimiz şöyle buyuruyor: "Gözlerinin gördüğü haktır, kulaklarının duyduğu çoğu şey ise batıldır." Onurlu, erdemli ve ilkeli insanlar bu kıstasa göre düşünürler, yaşarlar, konuşurlar ve yazarlar. 

Biz umudumuzu kaybetmeden yarınlara bakıyoruz. Elbette hedefe giden yolda önümüze taşlar çıkacak. Onları da ayıklamak bizim görevimiz. Öyleyse 10 Ocak Gazateciler Günü mesleğini adam gibi yapanlara kutlu kaypaklık yapıp, kalemini üç kuruşa satanlara  zehir zıkkım olsun