HADİ BUGÜN MASUM OLALIM
DENİZ KAYA

DENİZ KAYA

DENİZCE

HADİ BUGÜN MASUM OLALIM

14 Eylül 2018 - 20:21

 

Hadi bugün masum olalım;

Ne oldu? Bu ne derin bir sessizlik…

……

Evet yanlış duymadınız, masum olalım, bugün başlayalım hadi.

Derin sessizliklerde “kız doğdu” dememiş gibi.

Sokakta mama kaplarına düşman olmamış, hayvanlara yemek veren insanları taşlamamış gibi masum olalım.

Hiç devletin malı deniz dememiş… Yemeyenin malını yiyen domuz, tavşana kaç tazıya tut dememiş gibi, “çalıyor ama yapıyor adam” hakkını vermemiş gibi…

Hiç bal tutan parmağını yalamamış gibi masum olalım.

Zalime saf tutmamış, mazlumu ötelememiş gibi. Hele bir acı çığlık duymayalım kaçacak delik aramamış, kendimizi korumaya almamış gibi…

Hiç İrmaninin tohumu, gavurun dölü diye sövmemiş gibi,

Aleviye kızını vermiş, sunniden gelin almış gibi…

Bugün masum olalım mı?

Dilenciye bakar gibi bakmayalım dilenciye,

İnsana, hayvana, canlı cansız hayatı var eden her şeye itibarını iade edelim mi? Kinsiz, nefretsiz, korkusuz… Hadi artık biraz insan olalım mı?

Aklımızı, yüreğimizi alıp, önümüze koyup, tüm kutsallarımızla, tüm inandıklarımızla, tüm bildiklerimizle bir durup düşünelim, anımsayalım. Kimdik biz?

Bu toprakları, dağını taşını atalarımızın dedelerimizin ninelerimizin dişleriyle tırnaklarıyla kanlarıyla canlarıyla bedelini ödeyerek vatan etmişiz. 600 yıl anlı şanlı hüküm sürmüş koca bir imparatorluğun yıkıntıları üzerimize çökmüşken, içimizden bir Mustafa Kemal çıkarmışız biz. Ve daha kimler kimler çıkarmışız hem kara donlulardan, hem mürekkep yalamışlardan, ismi bilindik bilinmedik ninelerimiz, atalarımız… BİZ olalım diye direndiler onlar zalime, BİZ olalım diye düştüler kara toprağa. Kimdik biz?

Bir zamanlar din tüccarlarının değil, yaşam sarraflarınındı ilim irfan. Dervişlerimizden, abdallarımızdan ilim öğrenmiştik bir zamanlar. Yunus Emre’lerin, Hacı Bektaşi Velilerin, Mevlana Celaleddin Rumi’lerin hatır gönül hatırası hürmetine aklımızı başımıza alalım, elimizi yüreğimize koyalım ve dinleyelim. Biz? Kimdik biz?

Merhametliydik biz, komşu hakkı, göz hakkı vardı. Hatta tarlada bırakılan arpa buğdayda, ağaçtan düşürülmeyen meyvede kurdun kuşun hakkı vardı. Kurban olduğum ne güzel yaratmış deyip severdik ‘Yaratılanı, Yaratan'dan ötürü’… Siftah yapmayan esnafın hakkı vardı siftahını yapanda, müşteriyi komşu dükkana gönderirdik, bereketi kaçardı yoksa o gün o dükkanın. Böyle bilirdik eskiden. Ne oldu bize?

Gel güzel kardeşim dinle; En az senin kadar az ve senin kadar çok biliyorum Atalarımı da Atatürk’ümü de, en az senin kadar az senin kadar çok biliyorum dinimi, en az senin kadar az senin kadar çok biliyorum tarihimi, en az senin kadar insanım ve değilim. Biziz işte bu ülkede yaşayan kocaman bir BİZ.

Kimse masum değil, ne sen, ne ben, ne de kökü dışarıda bir başkası… Ortada yıkılan, kaybolan, dağılan biziz. Madenlerde, iş kazalarında, tren yollarında ölen, o yaşlı teyze o çocuk işte bak çöpten yiyen, işsiz kalan, parasızlıktan evlenemeyen, yanan, yakılan, dışlanan, horlanan biziz. Birbirinin acısını da, ölüsünü de, şehidini de bizden mi değil mi diyerek ayırıp ona göre ağlayan da maalesef o kocaman BİZ’in içindeki de bizleriz işte.

Gel güzel kardeşim dinle:Bu güzel ülkenin toprakları hepimizi doyurur beraber büyüyelim, beraber adil bölüşelim… Ama önce Barışalım, illa ki Barışalım!

Şimdi bunu diyen bir güzel insan çıktı karşımıza.  Hayal ya hani, büyük hayaller kuralım birlikte, hayallerimize birbirimizi ortak edelim.

Yürürse önümüzde… Yürüyecek mutlaka… Gel beraber yürüyelim onunla. Dedi ki; Gönül sözleşmesi kuralım, gönül köprüleri kuralım.

Yürümezse eğer ola ki yürüyemezse…

Artık o olmasa bile yanımızda onun verdiği umut sayesinde artık hiç bir şey eskisi gibi değil. Çıkalım kendi deliklerimizden elbet içimizden biri yeniden Mustafa Kemal olmaya karar verecektir. Biz üstümüze düşeni yapalım iyiliği, doğruluğu, dostluğu, kardeşliği, komşuluğu büyütelim, barışalım ki BİZ olmanın erdeminin hakkını verecek yiğitler, Mustafa Kemal'ler çıkaralım yine.

Biraz güvenelim artık birbirimize, ama illa ki yürekten samimiyetle gülümseyelim önce, sonra ver elini tarlada, bahçede, fabrikada, okulda, sokakta, mahallede hep birlikte cennet yapalım yine bu memleketi… Kinsiz, nefretsiz, korkusuz… Artık iyiyi çoğaltalım, masum olalım artık! Hadi artık yeniden İNSAN olalım. Hadi artık BİZ olalım daha geç olmadan…