Dağınık Gibi Görünen Ama…
  • Reklam
Veli Yalçın

Veli Yalçın

GEZİCİ

Dağınık Gibi Görünen Ama…

31 Aralık 2018 - 10:42


Metin Akpınar (Sanatçı) "Bireylerin özgür iradesiyle geleceklerini tayin edebildikleri rejim demokrasidir. Bizim polarizasyondan, bu kargaşadan kurtulabilmemizin tek çaresi de demokrasi diye düşünüyorum. Oraya ulaşabilirsek ne ala, kavga dövüş olmaz, biz bu işin içinden çıkarız. Ulaşamazsak her faşizmin olduğu gibi, karşılaştığı gibi belki liderini ayağından asarlar, belki mahzenlerde zehirlenerek ölür, belki adı geçen başka liderlerin yaşadığı gibi kötü sonlar yaşayabilir ama bize yazık olur, biz harap oluruz.” diye konuştu.
Müjdat Gezen (Sanatçı) “Herkesi azarlıyor, herkese parmak sallıyor, herkese haddini bil diyor. Bak Recep Tayyip Erdoğan sen benim, bizim vatanseverliğimizi sınayamazsın haddini bil'' dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akpınar'ın bu sözlerine, "Beni ipe götüreceklermiş, bunu sanatçı müsveddeleri yapacakmış, senin her yerin sanatçı olsa ne yazar. Beni ipe götürecekmiş, senin haddine mi? Biz şahadete inanmış insanlarız. Biz bunların bedelini ödemeye hazırız. Bunlar sanatçı müsveddesi. Bunun bedelini ödeyecekler" dedi.
Sonuç : AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından dakikalar sonra ve hafta sonu olmasına rağmen savcılık soruşma başlatıldığını açıkladı. Metin Akpınar ve Müjdat Gezen sabahın erken saatlerinde yasalara aykırı olarak polis nezaretinde savcılığa götürüldüler. RTÜK, konuşmaların yapıldığı Halk TV’ye yayın  durdurma ve para cezası verdi.
Erkan Tan (A Haber Televizyonu) “ Gezicilerin başları kesilmelidir” dedi.
Sonuç :  Ne savcılık gördü ne iktidar. Hala ekranlarda atıp tutmaya devam ediyor. Önceleri Fetö’ye methiyeler diziyordu şimdi iktidara.
Fatih Portakal (Fox Televizyonu) "Hadi bakalım barışçıl bir eylemle zamları, doğal gaz zamlarını protesto edelim. Hadi bakalım, yapalım. Yapabilecek miyiz? Kaç kişi çıkacak korkudan endişeden sokağa? Kaç kişi çıkar sokağa Allah aşkına söyler misiniz? Bireysel ve toplumsal muhalefeti baskı altına almaya ve yıldırmaya çalışıyorlar. En doğal hak ama uygulanamıyor. Fransa olmuş, Türkiye olmuş çok da fark etmiyor açıkçası."
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Portakal'ın bu sözlerine, "Edep fukarasının bir tanesi çıkmış sokağa davet ediyor, ahlaksıza bak, yargı gereken cevabı verecektir"
Sonuç : Fatih Portakal’a soruşturma açıldı. RTÜK, Fox TV’ye yayın durdurma ve milyonluk cezalar verdi.
 
Şevki Yılmaz (Akit TV) ”MİT, HDP’lilere suikast düzenlesin” dedi.
 
Sonuç : HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın kişiyi RTÜK’e şikayet etti. RTÜK, televizyon programında yapılan tehdidi “ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendirdi. Savcılar görmedi bile.
 
Ümraniye'deki bir cami imamı, "Ben kendime otomatik bir silah aldım. Siz de alın silahlarınızı, akraba çevrenizde, konu komşu etrafınızda HDP’liler vardır. Bunlar kâfirdir, öldürülmeleri vaciptir.
Sonuç : Ne iktidar ne savcılar gördü.
16 Aralık Pazar günü Sakarya’nın Hendek ilçesi Yenimahalle Mahallesi Beştepeler Caddesi'ndeki kıraathanenin önünde meydana gelen olayda, Kürtçe konuşan baba ve oğula “Kürt müsünüz, Suriyeli mi?” diye soran Hikmet Usta, baba ve oğlun “evet Kürdüz” demesi üzerine “zaten sizi sevmiyorum” diyerek belindeki tabancayı çıkarıp ateş etti. Baba öldü, oğul yaşam mücadelesi veriyor.
Sonuç : İktidar tek kelime söylemedi.
TBMM'deki bütçe görüşmeleri sırasında eski Genel Kurmay Başkanı ve yeni Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel arasında tartışma çıkmıştı. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlara gerekli dersleri yargıda vermek zorundayız. Bunlar ancak o dilden anlarlar. Önce tazminat, ardından ceza” dedi. Erdoğan’ın bu açıklamalarından hemen sonra Akar da kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel hakkında suç duyurusunda bulundu ve 500 bin liralık manevi tazminat davası açtı.
Oysa Özgür Özel bir milletvekilidir. Anayasa’nın 83. Maddesine göre,  meclis üyeleri yani milletvekilleri, “Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden ve bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar.”
Sonuç : Erdoğan’ın yargıyı işaret etmesi, arkasından Akar’ın dava açması sonucu, benzer olaylarda defalarca tanık olduğumuz gibi; Özgür Özel’in o davadan ceza alacağını bilmek için müneccim olmaya gerek yok.
Ana muhalefet lideri, parti genel başkanı, milletvekili, kaymakam, savcı, yargıç, Danıştay, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, sanatçı, gazeteci, işadamı ve vatandaş kim varsa; iktidarın ve AKP Genel Başkanı ve  Cumhurbaşkanın hoşuna gitmeyen söz söylediyse, eylemde bulunduysa, yazı yazdıysa veya karar verdiyse en hafif deyimle “Haddini bil” diyerek azarlandı, soruşturmaya uğradı, hapse girdi ya da linç edildi.
Oysa içinde yaşadığımız ülke,  iktidarın ve yandaşlarının gösterdiği gibi değil.
İktidara göre “Türkiye’de basın özgürlüğü kapsamında tutuklu gazeteci yoktur” söylemi dünyaya inandırıcı gelmiyor.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı 2018 Basın Özgürlüğü Yıllık Bilançosu'na göre, Türkiye tutuklu gazeteci sayısında üçüncü sırada bulunuyordu.
Sebahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Arı, “Ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır. Bizde de şimdi okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor” demişti.
Zamanın Enerji Bakanı (AKP) Taner Yıldız bir televizyon konuşmasında “Eğitim seviyesi artıkça AKP’nin oyları düşüyor” itirafında bulunmuştu.
Uluslararası Yayıncılar Birliği 2016 verilerine göre, Türkiye'de kişi başına 8.4 kitap düştü. TÜİK verilerine göre, kitap okumak Türk insanının ihtiyaç listesinde 235. sırada. Kitap okumaya ayırdığımız süre günde ortalama sadece 1 dakika imiş.
Siyasal iktidar sanata-sanatçıya, gazeteye-gazeteciye, kitaba-yazara, üniversiteye-akademisyene velhasıl özgür yurttaşa karşıdır. Siyasal iktidar yani AKP’li Cumhurbaşkanı beğenmediği her görüşe, eyleme, veya kişiye önce parmak sallıyor, sonra azarlıyor en sonunda da savcılara havale ediyor.
Dağınık gibi görünen ama birbirini bütünleyen bu ve benzeri yüzlerce - binlerce örneklerde de olduğu gibi ülkemiz yaşanmaz hale geldi. Çevremizde ve sosyal medyada bol bol örnekleri görüyoruz.
Tiyatro Gazetesi 5. Anadolu Tiyatro Ödülleri Onur Ödülü’nü kazanan Beliz Güçbilmez’in dediği gibi, “Şimdi tiyatronun daha fazla cesarete ihtiyacı var! Çoluğumuz çocuğumuz var diye susmak değil, çoluk çocuğumuz var diye konuşmak gerekir!”
Sadece sanatçının, yazarın veya akademisyenin değil, sade yurttaşlar olarak hepimizin daha fazla cesarete ihtiyacı var!
 
2018  dünya ve  ülkemize  iyi gelmedi. Umarım 2019, 2018’ benzemez.
Hepinize mutlu yıllar.