Şerefli Gazetecilik....
SUAT DENİZ

SUAT DENİZ

Şerefli Gazetecilik....

04 Haziran 2020 - 11:12


 
Merhum Sedat Simavi’den bir alıntı yaparak başlayayım  , ‘Gazetecilik öldü’ denilen bir devirde bir arkadaşına şöyle demiş: “İnşallah ben bu verimsiz tarlada namuslu olarak gazetecilik yapacağım. Muvaffak olursam ne âlâ, muvaffak olamazsam talihime küseceğim…” Öyle bir durumdayız şimdi çok az bir azınlık olarak.
Kenndimi çok üstad biri olarak görmedim hiç bir zaman ama göreni çok gördüm..Şereflisini de şerefsizini de gördüm. Daha yakın zamanda üçüncü yılını kutlayanların bu memlekette kimlerin canını yaktığını da biliyorum.
 Gazeteciliğin şerefinin nelerden terekküp ettiğini bilmiyorum. Çok başarılı gazeteci olmanın aynı zamanda şeref kazanmakla koşut gittiği kanıtlanabilseydi hiç mesele kalmazdı zaten.Yahut şerefli olduğundan kuşku duymadığımız insanlar gazeteciliğin el üstünde tutulması gereken bir uğraş kabul edildiği konusunda fikir birliğine ulaşsalardı gider onlardan gazeteciliğin şerefini nelerin oluşturduğunu öğrenirdim yada öğrenirdik.
Aydın’da  şerefli gazeteciliğin ne delili, ne ispatı var. Gazeteciliği kendine iş edinmiş birisi çıkıp "Ben en şerefli gazeteciyim; işte bu benim yaptığıma şerefli gazetecilik denir" diyecek olursa bana susup kalmaktan başka bir şey düşmez. O da sükût ikrardan gelir diyerek bizim çaresizliğimizi bizi ikna etmede kullanır. Şimdi bana sormalısınız: Bu kadar lâf kalabalığının sebebi ne? Durup dururken gazeteciliğin şerefinden bahis açmanın ne lüzumu var?
Pek durup dururken değil. Beni gazeteciliğin şerefi üzerine söz etmeye zorlayan şey şu son günlerde Aydın basınına malzeme olan konuların ele alınış basına yansıtılan ahlaksız bakış açsıdır. Bilen bilir…
Gazetecilikte kendi inancım “tarafsızlık edebiyatına hiç inanmamış olmamdır.” Tarafsız insan bulunduğuna da inanmam. Bana göre herkesin bir tarafı var. Benimde var sizinde var… Hem tarafsızım diyen de tarafsızlık tarafında değil midir?
Gazeteci de nihayetinde bir insandır anlarız  herkes gibi onun gönlünde de bir aslan yatabilir  onu da anlarız Bu ne ayıptır ne günahtır ne de ahlak dışıdır. Gönül bu. Ferman dinlemez. Yani gazeteci de taraf olabilir bence bunda hiçbir mahzur yoktur. Ama…
Basında da önemli olan taraf tutmak değil önemli olan âdil olmaktır. Gerçekçi olmaktır. Aydın  basınına bakın tarafsız bir yayın organı var diyen tek bir Allah’ın kulu çıkmaz..Her biri bir tarafı desteklemektedir. Ben bunu da yadırgamıyorum. Birilerini destekleyebilir/destekliyor. Desteklediği taraf bir şahıs olabilir herhangi bir spor kulübü olabilir veya siyasi parti olabilir.
Yayın organı veya bizzat gazeteci bunlardan birini destekleyebilir. Bence bu gayet normaldir. Desteklediği veya sevdiği tarafı övebilir göklere çıkarabilir bunu da normal karşılarım. Fakat ben ve benim gibi düşünenler  gazetecinin objektifliğini desteklediği taraf hakkındaki yayın ile değil muhalif olduğu taraf hakkındaki yayınlarıyla ölçülür düşüncesindeyiz. Burada Kendi tarafı hakkında aşırı övgüleri bile normal karşılarım ama muhalifleri hakkında en ufak bir yanlışı dahi doğru bulmam.
İşte bu noktada derim ki gazeteci taraf olabilir bu normaldir ama âdil olmalıdır, muhalif olduğu ya da sevmediği taraflar hakkında, ötekiler hakkında adaletsiz davranmamalıdır.
Aleyhte yayın yapacağı tarafın doğrularına ve savunmasına da yer vermelidir. Tarafsızlık ayıp değildir ama adaletsizlik hem ayıp hem günah hem de ahlak dışıdır.
Ben tarafsızım diyerek yalan söyleyen ve muhalif olduğu taraf hakkında adaletsiz yayın yapan basın mensupları kimseyi kandırmasın.
Taraf olduğunu kendisi de biliyor muhalifleri de bütün dünya âlem de.
Dediğim gibi bunun hiçbir sakıncası yok.
Ama muhalifleri hakkında asılsız mesnetsiz yayınlarla karalama yapmak, bel altına vurmak, tehdit etmek asla gazetecilik değildir.
Namertliktir, iki yüzlülüktür, gayr-i ahlakidir.
Şerefli insanların yapacağı iş değildir.
Hele namuslu insanlar böyle bir yola asla tevessül etmezler.
Bu sevileyle büyüğüm rahmetli Yalçın Ata’yı 14. Ölüm  yıldönümünde  rahmetle anıyorum. Onun sayesinde farkında olmadan çok şey öğrenmişim. Nur içinde yat Yalçın Ata…