YEREL SEÇİMLERDEN BEKLENTİM:
RAMAZAN TÜLÜ

RAMAZAN TÜLÜ

KUYUYA ATILAN TAŞ

YEREL SEÇİMLERDEN BEKLENTİM:

23 Kasım 2018 - 16:09

Anadolu İnsanı 600 yıl Osmanlı Padişahlarının emrinde ve keyfi uygulamaları nezdinde birey olabilme kudretinden yoksun, biat eden, tebaa, hilafetin çerçevesinde kıstırılmış bir ümmet olmayı içine sindirmişti…

Her şey padişahın canının istediği gibi dizayn ediliyordu.. Bu sakat durumu bilen ve Ulusal Egemenlikten ve pozitif bilimden yana olan Mustafa Kemal Parlamenter Sistemi inşa etmek ve temellerini atmak adına Kurtuluş Savaşını yürütürken, Kuruluş Savaşının en yaşamsal ve kritik kararlarını bile TBMM kararlarıyla aldı ve aldırdı…

ABD ye öykünüp Başkanlık Sistemini çare ve çıkış yolu olarak görüyoruz bu günlerde!

 Özellikle ve bilinçli olarak cahil bırakılan, aldatıp kandırılarak oyunu kapması kolay olan bir toplum, mevcut seçim sistem ve uygulama anlayışıyla bütün yetkilerin tek kişinin tekelinde toplanmış bir sistemi destekleyecektir.  

1920 devrimi ve devam eden devrimci düzenlemeler ile elde ettiğimiz kazanımları kaybetmekle kalmayıp, vicdanı hür bireyler yerine padişahına kulluk ve biat eden ümmet haline girmemiz kaçınılmazdır…

İkinci bir Mustafa Kemal bir daha gelmeyeceğine göre İRAN misali hoş geldin ŞERİAT deyip ellerimizi ovuşturacağımız da kuşkusuzdur...

Yukarıdaki düşüncelerimi tamı tamına 2 yıl önce Sosyal Paylaşım Sitesinde o günkü duygularım ve olacak beklentiler olarak yazıp paylaşmışım. Yani 16 Nisan 2017 Halk Oylamasından çok daha önce referanduma ilişkin tartışmaların TBMM’de tartışıldığı günlerde.

Süreç tahmin ettiğimiz gibi gelişti. Milletvekillerinden Halk Oylaması için gerekli karar (AKP gurubuna bir grup MHP li vekilinin destek vermesiyle) çıktı.

16 Nisan da Halk Sandıkta “EVET” oyu verdi ve Ülkede Başkanlık Sistemi fiilen devam ederken hukuken de başlamış oldu, Yeni sistemde TBMM asli fonksiyon ve yetkilerinin önemli kısmını kaybetti ve geldik bu günlere…

2018 Kasımından kısaca 2 örnek “Ne oluyor? Nereye gidiyoruz?” diye insanı endişelendirmiyor değil!

-          Mustafa Kemal’in tesis ettiği Diyanet İşleri Başkanlığının başına getirilen zat, hem de bir 10 KASIM günü “Keşke Yunan Galip Gelseydi!” diyen bir adamın ziyaretine gidiyor Anıtkabir yerine ve gereken tepkiyi almıyor ilgili ve yetkililerden…

-          Yargıtay, “Davaların takibi için Avukat gerekli değildir!” diye tavsiye kararı alabiliyor. Sanki Manavın davasını Marangoz, Marangozun davasını işportacı yürütecek…

Böyle bir atmosferde mahalli seçimlere gidiyoruz. Mevcut Muhalefet Partilerinin bu gidişat karşısında aldıkları tavır, verdikleri tepkiler ortadayken ve daha sonra yapacaklarını da az çok kestirebilirken, önümüzdeki yerel seçim sonuçlarını şimdiden görebiliyorum. İleriye yönelik iyimser hiçbir bir beklentim de yok.

Niye mi yok?

Bekleyip göreceğiz hep beraber…