RAMAZAN TÜLÜ

RAMAZAN TÜLÜ

KUYUYA ATILAN TAŞ

AÇIK OTURUM!

12 Haziran 2019 - 12:08


 
 
Yıl 1983, 12 Eylül Faşizmi sonrası Türk Demokrasine geçiş süreci!
Partiler üzerinde baskılar ve Kenan Evrenin vetoları sonucunda kısıtlı olanaklar ile Seçime girmesine onay verilen 3 Partinin (ANAP adına Turgut ÖZAL, HP adına Necdet CALP ve MDP adına Turgut SUNALP) lideri birlikte canlı yayında…
 
Özal, “Köprüyü satacağım. Orta direği güçlendireceğim!” diyor. Calp masaya yumruğu vuruyor ve “SATTIRMAM!” diyor Türk halkının ağzına sakız olan ve ilk defa işittiği Orta direğin yerinde yeller esse de o günlerin ironik konusuydu. Sonuçta Özal Tek başına iktidar, Calp Ana muhalefet ve Sunalp da 3. Parti…
 
Yıl 2002, Türkiye 2001 krizi ve koalisyon hükümeti ile çalkalanmış, Kemal Derviş ve Devlet Bahçeli’nin çeşitli manevraları ile 3 Kasımda seçime gidilme kararı alınmış 20 tane parti var ama her nasılsa Kanal D kanalında Uğur Dündar sadece Baykal ve Yeni kurulan AKP lideri Erdoğan’ın katıldığı bir açık oturum düzenliyor. Türkiye’nin kilitlendiği programda herkes parti içi muhalefette usta ve iyi bir hatip olan Deniz Baykal’dan üstün bir performans beklerken tartışma “Ben simit sattım çocukken!”, “Ben de su sattım!” düzeyinde büyük bir fiyasko…!
 
Sonuçta diğerleri meclis dışında kalıyor ve mecliste AKP tek başına ezici çoğunlukla iktidar, CHP de Ana muhalefet…
 
17 yıldır Ülkeyi mütemadiyen tek başına yöneten AKP, Genel Başkanından ve milletvekillerinden tutalım da en ufak bir ilçe başkanına kadar hiç bir platformda diğer parti mensuplarıyla diyaloğa ve tartışmaya girmemiştir. Belki de kendirince belirledikleri bir strateji gereği açık oturuma çıkmadığı, hep tek kale kalecisiz kaleye gol attığı bir süreç sonunda Ekrem İmamoğlu ile Binali YILDIRIM’ın hatiplik nitelikleri ve birikimleri de az çok kamuoyunca malumken bu açık oturum niye kabul edildi ve neden yapılacak…
 
Fok Tv. Bir yabancının olduğu için göreceli olarak tarafsız…
Program yapımcıları İsmail KÜÇÜKKAYA ve Fatih  PORTAKAL’da hiçbir zaman nesnel değil, Tüm basın ve yayın kuruluşları İktidar hegemonyasının altında olduğu ve hep iktidar lehine yanlı yayın yaptıkları için bizlere öznel olarak muhalif gibi gözüküyor…
 
Benim öngörüm ve bildiğim kadarıyla AKP kazanamayacağı seçime bile bile girmez…
Bu sözlerimden kimse sandığa gitmemeyi ve yılgınlığı tercih etmesin, herkes demokratik hakkı olan sandığa gitme ve oyunu kullanmayı ihmal etmesin ama Devlet Bahçeli’nin İstanbul için verdiği demeçlerin akıbeti ve 39 ilçe de yapılmasını öngördükleri mitinglerin iptali ve sonunda böyle bir açık oturumun tertiplenmesi bazı ihtimal ve kuşkuları artırıyor.
 
Önümüzdeki Pazar şayet yapılırsa İsmail KÜÇÜKKAYA’nın programını (!) ve bir sonraki Pazar da İstanbul seçimlerinin neticesini hep birlikte göreceğiz…