TERÖR VE MEDYA
 İMBAT MUĞLU

İMBAT MUĞLU

TERÖR VE MEDYA

15 Ağustos 2022 - 13:15

Güvenlik sorunu ve terörizm çok eski olgulardır. Terör ve terörizm konularında birçok farklı
tanım bulunmaktadır. Bu nedenle, kavramları zihinlerde berraklaştırabilmek için özet bir
tanım ile ifade ettikten sonra esas konumuz olan terör ve medya ilişkisini anlatacağım. Terör;
cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden
biriyle kamu otoritesini veya toplum yapısını yıkmak için girişilen korku ve yılgınlık saçan
şiddet hareketleri olarak tanımlanabilir. Terör, dehşet ve korkuyu belirtirken terörizm, bu
kavrama süreklilik ve siyasal içerik katmaktadır. Buradan hareketle terörizm, “Savaş ve
diplomasi ile kazanılmayan sonuçları elde etmek, korkutmak ve itaat ettirmek için bir teoriye,
felsefeye ve ideolojiye dayanılarak siyasi maksatlarla, iradi olarak terör ve şiddetin sistemli ve
hesaplı bir şekilde kullanılmasıdır” şeklinde tanımlanabilir. Bir başka ifade ile 'Terör' düşman
bir ülkenin direk saldırıda bulunmaya cesaret edemediği ülkelerde giriştiği vekâlet savaşının
adıdır diyebiliriz. İnsanlığın varoluşundan bugüne kadar devam eden terör eylemlerinin en
önemli amacı, kamuoyunun dikkatini çekmek ve seslerini tüm topluma duyurmaktır.
Terörizmin orijinine bakarsak, tüm insanlık tarihinde sistematik olarak örgütlenmiş gruplar
vardı. Romalı bir Yahudi tarihçi olan Josephus Flavius yazılarından, Roma’nın Filistin’i işgal
etmesiyle, aşırı bir Yahudi grup olan Sicari hakkında çok şey öğrenmekteyiz. Sicariler
köktenci ve aşırı yurtseverdir. Çoğunlukla diğer Yahudilere gün ışığında, tatil günü
kutlamalarında paltoları veya elbiselerinin altında sakladıkları Sica denen kısa bir hançerle
saldırmaktaydılar. Saldırılar parası olanlara, rahiplere ve herkese karşıydı. Bunlar arşivleri
yaktılar, sarayları ateşe verdiler. Şehir dışında Romalılara karşı gerilla savaşı yaparken, şehir
içinde yani Kudüs’te terörist faaliyetler uyguladılar.1 Eylemlerde önemli olan, kişilerin
vahşice öldürülüp bunun da birçok kişi tarafından izlenmesiydi. Eylemlerde korku salmak ve
amaçlanan siyasi hedefe ulaşmak önemliydi.2 Bunları yaparken, dehşet saçarak ve endişe
yaratarak halkı baskı altına almak istemişlerdi. Terörizmin ilk örneklerine başka bir örnek ise
Haşhaşilerdir. Bu tarikatın kurucusu Hasan Sabbah, Kuzey İran’da Kum kentinde dünyaya
gelmiştir. Haşhaşiler dağlık alanda bulunan birçok kaleyi aldı ve bunların ilki olan Alamut
1090 yılında ele geçirildi. Daha sonra faaliyetlerini şehir merkezlerine kaydırmaya başladılar.
İlk şehir suikastları Büyük Selçuklu Sultanlığının Başveziri Nizamülmülk’e karşı olmuştur.
Takip eden yıllarda Haşhaşiler Suriye, Filistin ve İran’da faaliyetlerini sürdürdü. Çoğunlukla
Sünniler ve aynı zamanda Hıristiyanları öldürdüler. Hareketlerinde büyük bir gizlilik ve
ustalık vardı.3Haşhaşiler, uyuşturucu vererek kendisine bağladığı grupları itaatkâr ve disiplinli
hale getirmiş ve uzun süreli bir oluşumla kendisi için siyasi kazanımlar elde etmek amacıyla
çalışmıştır. Eylem şekilleri sebebiyle, İngilizce’de “suikastçı” anlamına gelen “assassin”
kelimesi Haşhaşi kelimesinden türemiştir. Bir diğer açıdan bu konuya bakarsak, terörizm ile
uyuşturucunun bir araya geldiği görülmektedir.4 Hitler Almanyasında ırkçı ve dini nedenlerle
Yahudi ve Çingenelere baskı uygulanmış; savaş öncesinde ve esnasında devam eden Hitler
terörizmi, milyonlarca kişinin ölümüne sebep olmuştur. 11 Eylül saldırıları sonrasında bir
milat olarak, sınırlı alanlarda faaliyet gösteren terörizmin artık sınırları aşan bir şekil aldığı
görülmüştür. Bu saldırılar nedeniyle terörizmin küreselleştiği, terörizmin artık yaygınlaşmaya
başladığı ve dünya geneline yayıldığı genel anlamda kabul görmüştür. 11 Eylül saldırıları Batılıları o kadar etkilemiştir ki, Batılılar terör sözcüğü ile El Kaide’yi ve Müslümanları
bilinçli sürdürülen propagandaların da sonucu olarak aynı yerde görmeye başlamıştır.5 Terör
örgütleri, küreselleşmeyle ve dünyada teknolojinin gelişmesiyle birlikte bunun faydalarından
yararlanma yoluna girmiştir. Böylelikle teknolojinin gücüyle ses getirici eylemlerini daha
geniş kitlelere ulaştırma şansını yakalamış; ayrıca eleman kazanma açısından bakarsak,
özellikle sosyal medyanın kullanılmasıyla gençleri daha fazla etkilemiştir. Çekilen dehşet ve
propaganda görüntülerinin kitleler üzerinde etkisi çok fazla olmuştur. Bu duyurma işine aracı
olan en önemli enstrüman ise medya olmuştur. Yaptıkları eylemler sonucunda gazete ve
dergilerin manşetlerine çıkmak; buralarda belli bir süre kalmak; kitleler üzerinde farkındalık
yaratılmasında ve terör örgütlerinin amaç ve ideolojilerinin tanıtılmasında büyük yer
tutmuştur. Böylece terörizm medya organları sayesinde hedefine hem hızlı ve etkili hem de
sıfır maliyetle ulaşmaktadır. Uluslararası güç örgütleri kurdukları maşa terör örgütleri ile
insanları korku ve zulümle yıldırmaya çalışırken medya vasıtasıyla da bunu pekiştirmekteler.
Bu maliyetler ve emekler sonucu kurgulanmış büyük bir senaryo. Bu durum maalesef birçok
ülkede başarılı olabiliyor. Eğer devletler bu tehlikeyi göremeyip önlemini alamazsa ileriki
yıllarda ülkelerinin işgal edilmesi işten bile sayılmayacak. 21.yüzyıl vekâlet savaşlarının
zirveye çıktığı yüzyıl olarak tarihin sayfalarında yerini çoktan aldı bile… Evvelce yazılı
basını propaganda aracı olarak kullanan savaş baronları günümüzde görsel basını iliklerine
kadar emercesine sömürü aracı olarak kullanabiliyor. Gelişen teknoloji insan yaşamında
birçok şeyi kolaylaştırsa da, ciddi bir bağımlılıkla birlikte, bilerek ya da bilmeyerek bazı
örgütlerin destekçileri veya savunucuları olmaktalar. Gelişen teknolojiyle birlikte terör
örgütleri yeni imkân ve kabiliyetler kazanmıştır Kitle iletişim araçlarının bu denli gelişmesi
ve yaygınlaşması terör eylemlerinin ve eylemlerin etkilerinin daha geniş kitlelere yayılmasına
yol açmıştır. Öyle ki geleneksel medyada yer alan görseller, haberler terör örgütlerinin
propaganda aracı haline gelmiştir. Bununla birlikte terörist gruplar, geleneksel yöntemlerin
dışında teknolojiden ve sosyal medyadan da faydalanarak eylemlerini daha görünür hale
getirmiştir. Böylece kamuoyu örgütten çekinmeye dolayısıyla yaşamını kısıtlamaya buna
bağlı olarak örgütle mücadelede yetersiz gördüğü otoriteye öfke duymaya başlar böylece
örgüt dolaylı olarak bir taşla iki kuş vurmuş ve amacına biraz daha yaklaşmış olur. Her terör
örgütü için “meşru yönetim” doğal düşmandır. Yüzyıllar önce Haşhaşiler’in uyguladığı eylem
biçimlerine benzer yöntemi yüzyıllar sonra IŞİD/DEAŞ terör örgütü kullanmıştır. IŞİD/DEAŞ
tüm dünyada yeterince ses getirmek için eylemlerini kayıt altına almış ve örgüt Youtube,
Twitter, bloglar, mesajlaşma sistemleri ve çok sayıda başka platformu kullanarak hem
propagandasını yapmış; hem de gerçekleştirdiği şiddet eylemlerini sergilemiştir. Örgüt,
böylece, istediği konuyu ön plana çıkarmıştır. Taraftarlarını büyük ölçüde başarıyla harekete
geçirebilmektedir. Eylemin şiddeti ve vahşiliği tüm izleyenlerde korku faktörünü tetiklemiş
buna bağlı olarak da örgüte direnmek, aynı talihsiz sona uğramaktansa biat etmek noktasına
kadar gitmiştir. Bölücü terör örgütü PKK ve FETÖ’de tv, radyo, dergi, gazete vb. sair
kanallarla propaganda yöntemi olarak medyayı kullanmıştır. Hala da kullanmaktalar. Terör
örgütünün yetiştirdiği elemanları, Twitter üzerinden her dilde konuşarak yoğun propaganda
faaliyeti yürütmekteler. Ayrıca Facebook’ta ise örgüt tarafından üretilen materyaller
dağıtılmaktadır. Medyanın terörizmin amaçlarına ulaşmada kaktı sağladığı, pek çok eylemin
medyada yer bulacak şekilde gerçekleştirildiği; günümüzde terör olaylarının
sınıflandırılmasında “medya merkezli terörizm faaliyetleri” ve “medya merkezli olmayan
terörizm faaliyetleri” olarak yeni yaklaşımların geliştirildiği vb. tartışmalar öne çıkmaktadır.
Teröristlerin ruhu, kitle psikolojisiyle kaybolmakta ve yok olmaktadır. Herkesin artık ortak bir
amacı vardır. Şuursuz ve iradesizdirler. Neyi neden yaptığını bilmeden eylemlere
katılabilirler. Teröristler, terörist grup içinden yapılan düşüncelerin aşılanmasına kendini teslim eder. Artık sürü haline gelmişlerdir. Değerlendirme yapma ve yargı ortadan kalkmış;
şiddet eğilimli ve saldırgan hale gelmişlerdir. Tahammülsüz ve kural tanımazdırlar.6 Terör
örgütleri medya vasıtası ile taleplerini iletme, kendilerini ifade etme ve farkındalık yaratma
fırsatı ele geçirirken; diğer taraftan medya haber elde etme fırsatını yakalamaktadır. Terör
örgütler, medyada yer almakla, düşmanca mesajlarını karşısındaki güvenlik kuvvetlerine ve
halka duyurma imkânı elde eder. Bunları neden yaptıklarını ve buradaki amaçlarını şöyle
sıralayabiliriz: a)Propagandalarını yapmak ve hedefledikleri kitle üzerinde korku uyandırmak,
b)Kitleleri amaç ve hedefleri yönünde seferber ederken bu amaçlarını ve hedeflerini tanıtmak,
c)Güvenlik güçlerinin bazı uygulamalarının hukuka aykırı olduğunu göstererek halkın
gözünden düşürmek, d)Sempati besleyenleri ve destekçilerini artırmak, e)Örgüt elemanlarını
davalarına daha fazla çekmek, sadakat yaratmak ve onları cesaretlendirmek,7 f)Örgüt
içerisinde haberleşme sağlamak, g)Uluslararası arenada bilinirlilik sağlamak, h)Dış destek
sağlamak. Bunlara ek olarak teknolojik medya ortamlarında denetimin olmadığı ve
hatta iletişim teknolojilerinin kolaylıkları nedeniyle teröristlerin kendi medyalarını da
oluşturdukları bilinmektedir. Medya, terör örgütleri tarafından etkin bir şekilde kullanılırsa,
halk kendini günlük yaşamda huzursuz ve korunmasız hissedebilir. Devamlı terör saldırılarını
yaşama korkusu, insanların psikolojisini bozabilir; günlük yaşamdan uzaklaştırabilir. Hatta
bazen insanların toplu bulunduğu yerlerden uzaklaşma isteği; bir terör saldırısına maruz
kalındığında neler yapılacağı veya bir saldırıdan nasıl kurtulacağı uzun süre insanların zihnini
meşgul edebilir. Terörden endişe duyan insanların, otobüs beklerken veya yolda yürürken bir
terör saldırısı anında kendilerine kaçacak yer aramayla ilgili devamlı zihninde bir fikir olması
ve kendine kaçıp kurtulacağı bir yer araması, olayın boyutunun ne kadar tehlikeli
olabileceğini gözler önüne sermektedir. Terör, kitlelerin psikolojisini bozabilmektedir.
Medyada güvenlik güçlerinin şehitleriyle ve yaralılarıyla ilgili verilen haberlerin aşırılığı,
halkta bir güvensizlik duygusu yaratabilir. Tartışma programlarında haritalar açılarak yapılan
değerlendirmeler; teröristlerin neyi doğru, neyi yanlış yaptığına dair analizler; güvenlik
güçlerinin zafiyetlerini ortaya koyduğu gibi, teröristlerin de daha sonraki eylemlerinde zafiyet
gösterdikleri alanda artık yanlış yapmamalarına ve önlem almalarına yol açar; yani teröristler
bir nevi eğitilir. Yayınlanan haberler esnasında, örgüt isimlerinin sık sık tekrarlanması,
örgütün reklamının yapılmasını sağlayarak örgüt propagandası haline gelebilir. Bazen medya
kuruluşları tarafından terör örgütlerinin yöneticileriyle yapılan röportajlar, bu yöneticilerin
imajlarını güçlendirirken, tehditkâr söylemleri de yine halkta korku uyandırabilir. Terörle
ilgili haberler iyi bir gelir olduğundan dolayı hem izleme rekorunu kırmakta hem de haber
ihtiyacını karşılamaktadır. En çok seyredilen, izlenen şiddet haberleri olduğundan medyada
terör haberleri ilgisiz kalmamaktadır. Medyada yer alan bir eylemin görüntüsü, iletişim
teknolojisinin de gelişmesi ile birlikte milyonlarca insana ulaşmaktadır. Bununla birlikte terör
eylemlerinin gerçekleştiği anda ortaya çıkan haberler ve görüntüler, zihinlerde önemli izler
bırakmaktadır. Bir eylemin medyada sürekli olarak yer alması hatta yapılan eylemin naklen
görüntülenmesi ve saldırı anının insanlarda yarattığı şok etkisi beraberinde korku ve
güvensizliği getirerek toplumu kontrol altında tutmaktadır. Böylece terör medyadan
beslenirken, medya da reyting yapmaktadır. Medyanın esas görevi, kişilerin haber alma
ihtiyacını karşılamaktır. Ancak bunu yaparken son derece hassas ve dikkatli olmalıdır. Medya
terörle mücadeleye destek vermelidir. Spikerlerin haberi veriş şeklinden gelen görüntülere;
basında çıkan haberlerden ve başlıklardan haberin veriliş şekline kadar çok dikkatli
olunmalıdır. Terör örgütlerine bilmeden de olsa destek verilmemeli ve terör propagandası
olabilecek haberlerden kaçınılmalıdır. Medya kuruluşları ulusal ve uluslararası güvenliğe
karşı sorumlulukla ve terörle mücadeleye zarar vermeden yayın yapmalıdır. Terör örgütlerinin
ve devletlerin medya ve sosyal medyayı kullanması konusuna gelirsek, devletler medyayı etkin kullanarak halkına doğru ve zamanında bilgi vermeli; medya kuruluşları sorumluluk
duygusuyla ve meslek etiğiyle haber vermelidir. Terör eylemlerinin ardından soruşturmanın
daha iyi yürütülmesi ve örgütlerin yapacağı propagandaların engellenmesi için kısa bir zaman
bile olsa yayın yasağı getirilmeli, ancak süratle kaldırılmalıdır. Medyada terörün ülkeye
verdiği zararlar halka anlatılmalıdır. Bir eylemin ardından muhabirlerin diğer kanallarla haber
yarışına girerek yapılan eylemi değişik şekillerde anlatması ve hatta ekranda sanki rol
yaparcasına koşarak ve heyecanlı bir ses tonu izleyiciye duyurması, ülkelerin terörle
mücadelesine hiçbir katkı sağlamayacağı gibi zararının büyük olacağı açıktır. Onun için
devlet yetkililerinin, ilgili güvenlik birimlerinin, terör uzmanlarının, medya temsilcileri ile bir
araya gelerek tarafların beklentilerinin ve sorumluluklarının ne düzeyde olduğunun ortaya
konulması adına ciddi çalışmalar yapması gerekir.
Dr. İmbat MUĞLU