OLGU VE ALGI



 
 
Olgunun sözlük anlamı; var olduğu, doğru olduğu veya gerçekleştiği kabul edilen şeydir.
Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat  (gerçek) olarak da tanımlanabilir.
 
Bir gerçeğin geçerliliğini sınamanın en yaygın yolu doğrulanabilirlik testidir;
yani, deney yoluyla gösterilip gösterilemeyeceğidir.
 
Gerçekleri kontrol etmek için genellikle testler yapılır.
 
 Bilimsel gerçek ise, bilim vasıtasıyla dikkatli gözlemler veya ölçümler yapılarak elde edilir.
 
Algı ise; halk ağzı ile haşhaş kozasını çizip akan sütü almaya yarayan araç anlamına gelir ya da yine haşhaştan bu yolla alınan süt, afyon sütü için kullanılan bir tabirdir.
Yani uyuşma, uyuşturucu ile bağlantılıdır.
 
Algı, bilimsel dilde sözcük anlamı olarak: psikoloji ve bilişsel bilimlerde duyusal bilginin alınması, yorumlanması, seçilmesi ve düzenlenmesi manasındadır.
 
 
Algı, duyu organlarının fiziksel uyarılmasıyla oluşan sinir sistemindeki sinyallerden oluşur.
 
Misal olarak, görme gözün retinasına düşen ışıkla,
İşitme ise kulağa gelen ses ile oluşur.
 
Algı bu sinyallerin sadece pasif bir şekilde alınması değildir. Öğrenmedikkathafıza ve beklenti ile şekillenebilir.
 
 Algı, bu "yukarıdan aşağıya etkileri" kapsadığı gibi duyusal girdinin "aşağıdan yukarıya" işlenmesini de içerir.
 "Aşağıdan yukarıya işlemler", basitçe, düşük seviye bilgi kullanılarak daha yüksek seviyede bilginin (örneğin şekiller ile nesne tanımada) oluşturulmasıdır.
 
Yukarıdan aşağıya işlemler ile kastedilen, kişinin kavram ve beklentilerinin algıyı etkilemesidir. Algılama, sinir sisteminin karışık işlemlerine dayanır, ancak bilinçsel farkındalığın dışında gerçekleştiği için çoğu zaman kişilere zahmetsizce gerçekleşir gibi gelir.
 
Olgular ile algılar çatışma içindedir.
 
Geri kalmış ve özellikle de ısrarla geri bırakılmak istenen ülkelerde topluma sirayet edilen algının ehemmiyeti büyüktür.  Çünkü bu tür toplumlarda geniş kitleler, okuyup, düşünüp araştırarak mukayese edip karar verme sürecini hiçbir zaman yaşamazlar.
 
Onlar için bilinçli ya da bilinçsiz güya çok bilen kanaat önderlerinin yerli yersiz ve özellikle de maksatlı olarak verdiği/anlattığı bilgiler daha önemlidir.
 
Duyduğuna duyduğu şekilde inanan bir toplumda siyasal tercihlerimizi yaparak sağlıklı demokrasi tesis edeceğiz. Öyle mi?
 
Son günlerde görsel ve yazılı sosyal medyada siyasal figürleri izliyorum.
 
Orta düzey zeka ve vicdanı olan insanların ağzı ile değil de başka bir uzvu ile güleceği beyanatlar havada uçuşuyor…
 
Ama bu beyanatlar toplumun kahir ekseriyetinde kabul görüyor…
 
Tarihsel ve bilimsel veriler çarpıtılarak seçmen kitlelerine aktarılıyor ve bu çarpıtılmış ve saçma sapan sözde bilgileri yandaş tv kanallarında yapılan açık oturumlarda yine besleme sözde bilim ve basın adamlarınca eleştirel bakış acısı ile irdelenip dinleyici kitleleri aydınlatılacağına destekleniyor.
 
Vaktinde yapılırsa, bir aksilik ve gelişme olmaz ise ülkemiz son bir yıl içinde seçime gidiyor.
Seçimde ziyadesiyle oy almak uğruna siyasal muhteremlerimiz sahalara inecekler, geniş halk kitlerine yine çarpıtılmış ve yanlış bilgiler verecekler. Biz de bu beyanat ve vaatleri medyadan öğrenip güleceğiz ve ülkenin halini düşünüp geleceğimiz için üzüleceğiz…
 
Tüm bunları niye mi yapıyorlar?
 
Yukarıda da belirttiğim üzere olguları çarpıtıp algı yaratmak için yapıyorlar kanısındayım.
 
 Algı yaratacaklar ki toplum nezdinde güçlü olduklarını ve seçimlerden zaferle çıkacakları kanaatini uyandıracaklar. Belki de Toplum ve Siyasal Bilimcilerin bu şekilde beyanatlarda bulundukları takdirde daha geniş kitleyi etkileyip daha çok oy alabilecekleri yönünde telkinler alıyorlar.
 
Nereden bileceğiz ki…
 
Algı sözcüğünün aslında haşhaşla irtibatlı olduğunu söylemiştim yukarıda.
 
Uyuşma ve uyuşturucu ile alakalı bir nesne ve eylem olduğunu söylüyor lügat.
 
Dürüst, ülkeye hizmet etmek isteyen ve halkının yararını düşünen politikacının algı yaratarak bir nevi haksız kazanç temini ile ne işi olabilir…
 
Olguları yani gerçekleri salt hali ile, dürüstçe seçmen kitlelerine anlatsalar ve siyasal terciler olgular zemininde tesis edilse, inanıyorum ki daha sağlıklı bir demokratik zeminde yaşayacağız…