Utanç duyuyorum!


Hrant Dink cinayetinin yargısı üzerine yazılan “Utanç Duyuyorum” adlı kitap hala raflarda

Fethiye Çetin’in yazdığı kitapta Dink cinayeti şemasında yerimizi almışız

Kimler yok ki..

Sedat Peker, Veli Küçük, Levent Göktaş, Ertbay Çolakoğlu hepsi orada..

Utanç duyuyorum!

FETÖ’cü Adem Yavuz Arslan’ın yazdığı yalanlar KAYNAK diye nasıl olurda rahmetli Hrant Dink’in aynı zamanda avukatı olan Fethiye Çetin’in kitabında yer alır anlamdım gitti

Adem Yavuz Arslan’ı Emre Uslu’yu Hidayet Karaca’yı Ekrem Dumanlı’yı anlarım..

Adamlar işini yapıyordu halan de yapmaya devam ediyorlar

Onların tek derdi tek işi ülkeyi kaosa sürüklemek yalan yazmak

FETÖ yani ne beklenir ki..

“Utanç Duyuyorum” adlı bir kitabın  içinde hala Dink cinayetinin azmettiricisi pozisyonunda  yer almak beni çok üzüyor

Aklım almıyor

Yeminle artık kime güveneceğiz şaşırdım..

Değerli avukatım sayın Fethiye Çetin “Ben Utanç” duyulacak bir şey yapmadım

2007 yılından beri bu kirli ve kanlı cinayet çözülsün failler bulunsun diye savaş verdim

Benim safım sizin gibi DİNK ailesinin yanıydı..

Ve hala öyle..

Utanç duyuyorum!

Bunca sele FETÖ’nün tehditlerine baskılarına şantajlarına ve tuzaklarına maruz kaldım

Hala her taraftan üzerimize yürüyorlar

Karşılığı bu mu yani?

Asıl  Utanç duyması gerekenler kimler acaba?

Hrant Dink derin zihniyetin kurbanı olmuştur aslında

Hiç-birimizin bu derinlere inmesine izin verilmedi

Yazmayalım-konuşmayalım-susalım diye neler yapıldı neler?

Derdimizi o günde anlatamadık bugün de anlatamıyoruz

Çok garip değil mi?

Neyse ağlamak-sızlamak yok doğru bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz

Varsın hainler istediği kadar düşman kesilsin..

 O değil de hakkımızda her türlü iftira dedikodu ve ağır suçlamalarda bulunanlar hakkında yargının sessiz  kalmasına aklım almıyor

Şikayetçi oluyoruz dava açıyoruz

Yazıyoruz-çiziyoruz

Kimseden ses yok..

Bana tek söylenen söz şu “Ahmet bunlar çok tehlikeli  girme bu işlere başına bela alıyorsun dikkat et kendine”

Bu kadar?

SAHİBİMİZ YOK ANLAYACAĞINIZ..

Utanç duyuyorum!

Sosyal medyadan kitaplardan ve farklı yollardan adeta kıskaç altına alınmak isteniyoruz

Açık-açık yazanlara sözümüz yok

En azından düşmanı tanıyoruz

Hepsi baş tacı..

Ama birde bu işi gizli/gizli yapanlar var

Cinsiyetleri bile belli değil

El altından yandan/ arkadan sağdan-soldan yürüyorlar

Hele bir kalem  var ömrünü benle uğraşmaya adamış

Sanıyor ki bu yaptıklarım yanıma kar kalacak

Bana bir şey olmayacak

Kalp hastası anneme bir sözüm var

O üzülmesin diye geri duruyorum

O sözdeyim..

Ama bazen sözde bitiyor..

İşte o noktada hesaplaşma başlayacak

Can yakanın CANLARI fena yanacak

Ama öyle ama böyle

Yaşamı boyunca sadece  gücü yettiğine horozlananların aslında birer TAVUK olduğunu unutmamak gerek

Onların görevi sadece yalan-dolan yumurtlamaktır

Ha birde altta kalmayı çok severler!

Son söz şu olsun

Herkesin bir hesabı vardır elbet..

Ne mutlu hesabı kesenlere yarım bırakmayanlara..