SAĞLIK SİSTEMİ NEREYE


SAĞLIK SİSTEMİ NEREYE GİDİYOR
     Bu yazıyı eş, dost akrabanın anlattıklarından sonra yazmak istedim..
Dünya pandemi nedeniyle çok ciddi bir sağlık sistemi testinden geçti ya da sonu doğru olsa da geçmekte. Bu dönemde Türk sağlık sistemi de bir sınav verdi. Bu sınavda devletin dominant etkisi, planlaması ve yönetim biçimi nedeniyle ortaya oldukça başarılı bir durum çıktı. Bakan ve bakanlığın güçlü iradesi, bilimsel, hızlı ve akılcı yaklaşımları süreç ve sonuçlarıyla dünyaya örnek oldu. Sistemin ana unsurlarından bu konuya yönlendirilmiş doktorlar gayet güzel özverili çabaları ile takdir topladılar. Devletin desteği ve halkın teveccühü ile pandemi kahramanı oldular bir anlamda. 
     Pandemi döneminde öncelikler nedeniyle halkın sağlığı ile ilgili diğer tüm teşhis ve tedaviler ya ertelendi ya da kısıtlı seviyede yapıldı. Bunların içerisinde kanser, kalp damar vs gibi çok önemli hastalık dalları vardı. Buda haliyle birikme yaparak önem arzetmeye başladı. 
Fakat maalesef Pandemi sonrası normalleşmeye başlaması gereken hasta doktor ilişkisinde farklı boyutta bir kırılma, değişme bozulma yaşanmaya başladı. Doktorlar önce ekonomik sebepleri göstererek devlete karşı bir tavır almaya başladılar. Tabii haliyle bu tavır sonuçları itibariyle halka karşı olmaya başladı. Maaşların bahanesi ile sağlıkta olmaması gereken grev gibi bir silahla halka devlete meydan okumaya dönüştü iş. 
     Burada biraz ara verip durumun sosyolojik ve siyasal kökenine inelim isterseniz. Türkiyede en kritik mesleklerden olan doktorları, mühendisleri, hukukçuları eğiten okulların ele geçirilmiş siyasal eğitim yapıları ve sonrasındaki örgütleri sanki yabancı ülkelerin siyasi muhalefet örgütleri gibi sergiledikleri duruş ve davranışları ile kanayan yara gibiydiler.
     Bu birlikler topluma ve üyelerine ciddi bir katkısı olmadan devletin üstünde bir negatif güç odakları gibi çalışmakta, siyasal operasyonlara öncülük etmektedirler. 
     Yükselen, güçlenen, bağımsızlaşan Türkiye yi hazmedemeyen dış mihrakların yoğunlaşan saldırı ve operasyonlarında da bu örgütler kullanılmaya başlandığı iyice ortaya çıkmıştır. 
Ekonomik saldırılardan sonra devreye sokulan sinsi planlarla doktorlar üzerinden halkı devlete karşı karşıya getirmek istenmektedir. Grev görünürdeki ilk cüretkar hareket olmakla birlikte hastanelerde sistematik olarak iş yavaşlatmak, hastalara hizmet vermemek, randevu vermemek, kötü muamele gibi eylemlerle devlete karşı başkaldırı ciddi anlamda devam etmektedir. 
     Bu davranışı sergilemeyen gerçek, milli manevi, halkın öz evladı saygın doktorlarımızın cansiperane duruşlarını, varlıklarını da biliyor takdir ediyoruz bu arada.
     İşlevsiz, devlet düşmanı, hain siyasi duruşları, davranışları ile devlete ve başkanına karşı mücadele başlatan bu birlikler, odalar örgütler inanıyoruz ki başaramayacaklar diğerleri gibi tarihin derinliklerine gömüleceklerdir.
     Yaklaşan seçimlerde istikrarı bozmak, ülkeyi bölmek, iç savaş çıkartmak için başarılı, milli ve manevi değerlerine sahip başkanını devirmeye çalışan tüm iç ve dış düşmanların oyunlarını bu necip millet görmekte devleti ve hukuku, askeri ile ona göre gereken cevabı vermeye hazırlanmaktadır.
     Unutulmasın ki tuzak kuranların tuzaklarını başına çevirecek tuzak kuranların en hayırlısı alemlerin sahibi YÜCE YARADAN bizimle birliktedir...