AH İSTANBUL SEN NE GÜZELSİN



     İstanbul tarih boyunca konumu, coğrafi yapısı ve stratejik jeopolitik yapısıyla insanlığın en önemli merkezlerinden olmuştur. Üzerinden binlerce yıl çeşitli medeniyetler geçmiş, uğruna nice büyük savaşlar verilmiş, çağ kapatıp çağ açılmasına bile vesile olmuştur. 
     İstanbul bir anlamda kutsal bir şehirdir. Kutsal olduğunu İslam peygamberinin fethi için söyleminden anlıyoruz zaten. Biz Türkler tarafından fethedilmeden öncede doğu Roma imparatorluğunun başkenti kıymetli bir şehir idi. 
     İstanbul neden bu kadar önemliden önce İstanbul neden bu kadar güzel bir şehir. Bunu anlamak için coğrafi yapısındaki mükemmelliği anlamak lazım.  İki parçalı bu kadim şehir boğaz denilen emsalsiz bir su yoluyla bölünmüş, koylardan oluşmuş ferah uzun bir kıyı yapısına sahiptir. Boğazın genişliği şehre ferah bir atmosfer sağlamakta olup , güzelliğine güzellik katmaktadır. Şehrin karasal yapısını oluşturan tepeler şehre ve boğaza yüksekten bakışın panoramik görüntü keyfini yaşatmaktadır. Sahil boyunca kurulu yerleşim yerleri şehrin her zaman en kıymetli yapılarını oluşturmuş, şehrin zenginliğinin nişanesi olmuştur. 
     Tarihi yarımada denilen kutsal bölge şehrin tarih boyunca başkent olarak değer görmesini sağlamış ibadethaneleri, sarayları ve diğer yapılarıyla çok özel bir yere sahip olmuştur.
     Şehir gerçek değerini Fatih Sultan Mehmet Han tarafından fethedildikten sonra bulmaya başlamış, imparatorluğa başkent olarak değer katmıştır. Şehre barışı, huzuru, medeniyeti, adaleti, zenginlikleri, getiren Fatih şehri aynı zamanda koruma altına alarak sonraki nesillere emanet etmiştir. 
     İstanbul aynı zamanda jeopolitik yapısı nedeniyle diğer devletlerin hep hedefinde olmuş, ele geçirilmeye çalışılmıştır. Osmanlı devleti beşyüz yıl şehri korumuş savaşı kaybetmesine rağmen devamındaki Türk devleti ve milleti şehri işgale rağmen yine de yabancılara teslim etmemiştir.
     Bu güzel şehir tüm güzellikleri, gizemleri, romantikliği ve konumuyla bizlerin gözbebeği olarak değerini hiç yitirmeden var olmaya devam etmekte ruhlarımızı kendine aşık ederek kucağında barındırmaktadır.
     Kötü yapılaşmanın, tehlikeli yoğun göç almanın zorluklarına, yıpratmalarına rağmen İstanbul dimdik ayakta kalarak direnmeye devam etmektedir. 
     Umarız bizden sonraki nesiller İstanbul’a daha fazla sahip çıkar, korur, yüceltir değerini bilirler.