MEDYA İLE ALGI YÖNETİMİ



     Algı nedir diye yola çıkarsak belki durumu daha iyi analiz ederiz diye düşünüyorum. Çok anlamları olmakla birlikte bizi ilgilendiren kısmı bir durumu, bir olayı, bir süreci görüp, okuyup, dinleyip izleyerek anlamlandırmak ve yorumlamak diye kısaca değerlendirebiliriz. Kişinin bilinç düzeyi, eğitim düzeyi, IQ seviyesi, inançları, psikolojisi, sosyal statüsü,  akıl ve beden sağlığı onun algı temelini oluşturur. Sosyolojik eğilimler ve şahsi özellikleri ile birlikte insan algıladığı her ne varsa bir fikir oluşturur, buna göre değerlendirmeler yapıp bazı kararlar verir. 
     Bu algı neticesinde kişiler alışveriş yaparlar, siyasi tercihlerde bulunurlar, medyayı takip ederler, yeni dostluklar kurar, dostlukları bitirirler, ortaklıklar kurar, ortaklıklar bitirirler, sivil toplum kuruluşları oluştururlar, hayır işleri yaparlar, kültürel faaliyetlerde bulunurlar, ekonomik farklı faaliyetlerde bulunurlar.
     Buradan da anlaşıldığı gibi algının insan hayatındaki rolü oldukça büyük ve yönlendirici olmaktadır.
     Bu arada algının insan hayatına tesiri bilinçli ve bilinçsiz olmak üzere iki türlü olabileceğini de unutmamak lazımdır.
     Algının maddi ve siyasi gücünü keşfeden özellikle batı dünyası bu konuda çok ciddi araştırmalar yapmış, teoriler üretmiş, stratejik planlar geliştirmiş, bunları eylemlere dönüştürerek toplumları bireyleri kontrol altına almaya başlamışlardır. 
     Algı yönetimi dediğimiz bu durum ikinci dünya savaşı döneminde kitleleri etkilemek ve yönetmek üzere devletlerin, istihbarat örgütlerinin, büyük uluslararası şirketlerin hedeflerine ulaşmada en önemli kontrol mekanizması olarak başlamıştı.
     Yıllar içinde algı yönetimi daha bilimsel ve profesyonel yöntemlerle ele alınıp geliştirilmiştir. Buradaki hassas konu algı yönetiminin hiçbir kontrol mekanizması ile denetlenememesi ve etik değerlerinin olmayışıdır. Evet çok küçük bir kısım masum ekonomik reklamsal algı yönetimi işleyişi olmakla beraber çoğunlukla kitleleri bölmek, siyasal başarı elde etmek, milli manevi inançlarını zayıflatıp yok etmek için kullanılmaktadır. Algı yönetiminde baş aktör yalan ve hayali senaryoların gerçekmiş gibi farklı yöntemlerle topluma çeşitli kılıflar ve yöntemlerle topluma sunulmasıdır. 
     İnsanın bazı psikolojik ve sosyolojik özelliklerinden, zaaflarından istifade eden algı yönetimi, onu kolayca etkileyebilmektedir. Ezbere dayalı eğitim sistemlerinden geçen insanların, tembelliğe alıştırılmış insanların, cahil, okumayan insanların araştırmacı ruhu köreltildiğinden gerek medya gerek diğer kanallardan önüne konan her bilgiyi kolayca benimsemesi ve inanması algı yönetiminin en başarılı olduğu şeklidir. 
     Diğer bir algı yönetimi insana çeşitli konularda illüzyona dayalı, çarpıtılmış, sahte, görüntüler, hayali ve yalan haberler, bilgiler sunarak algılar oluşturmaktadır. Medyada gösteriler filmler, diziler, magazin programları, hatta reklamlar bol bol yanıltıcı, sublimal mesajlar içermektedir.
     İnternet âleminin ortaya koyduğu limitsiz imkânlar ve çoklu toplumsal sosyal medya etkileşimleri algı yönetiminin en çok kullandığı alan olarak çığ gibi büyümektedir. 
     Global kapitalist gücün dünyaya algı yönetimiyle sömürmek için  dayattığı yeni,  inançsız, ahlaksız, hayâsız, tüketim çılgınlığı normları hızla ülkeleri ele geçirmekte, yeni tip kontrol edilebilen robotik insanlar oluşturmaktadır. Aynı zamanda siyasi algı yönetimleri ile toplumları yönetecek politikacılardan kendilerinin istediklerini seçtirecekleri operasyonlar yaptırmaktadırlar.
     Şimdi bize düşen görev milli manevi değerlerine çok bağlı, araştırmacı, referans değerleri kuvvetli gençler, bilim adamları, siyasiler, eğitmenler, anneler babalar yetiştirmek. Çok güçlü milli manevi değerleri olan medya kurumları oluşturmak, sağlam, doğru, siyasi  yapılar kurmak başarılı ekonomiyi halka yaygınlaştırmak olmalıdır.