AKSİYONA REAKSİYON


Geçen hafta eskilerin tabiriyle mahalli seçimlerimizi yaptık.
Yaşanılan beldeleri yönetecek Belediye Başkanlarıyla Belediye Meclisinde görev yapacak üyeleri seçecektik alt tarafı…
Nedense bizim gibi demokrasinin belki de ısrarla geri bırakıldığı ülkelerde iş sadece yerel yönetimlerde görev alacak kişilerin nitelikleri, becerileri ve birikimle kalmayıp neredeyse ülkenin ölüm savaşı “Beka Sorunu” haline getirildi.
Seçim siyasal ikliminde, karşılıklı iddialar ve suçlamalar düzeyinin yüksek tutulması sebebiyle beklentileri de artırdı. Beklentilerin yüksek olması elbette sonuçlarda da bazı sürprizleri beraberinde getirecekti. Nitekim öyle de oldu..,

Neydi bu sürprizler?

Ülkenin Başkenti ve En büyük Mega kentinin 25 yıllık yönetimlerinin el değiştirmesiydi. El değiştirdi çünkü iktidar cenahınca yıkılması adeta imkansız gözüküyordu. Stratejik ve psikolojik öneminin yanı sıra iktidar nimetlerinden faydalanan kesim için de, istihdamları, ihaleleri ve sözleşmeleri öneme haiz olan bu yönetimlerin iktidar elinde kalması gerekiyordu 25 yıldır kaldığı yetmezmiş gibi…

İşte bunun için rakip adaylar iktidarın elinde bulunan medyanın gücüyle yıpratıldı. Her türlü aşağılama,itibarsızlaştırma, küçük görme, değersiz kılma saldırıları fütursuzca yapıldı. Demokratik anlayış ve nezaket kuralları hiçe sayıldı. Ciddi bir siyasal rekabet yerine komik bir tiyatro gösterisi izledik adeta…
Seçim sonuçları ve alınan oy oranlarına baktığımız vakit birkaç sürpriz sonucun dışında fazla değişen bir durum olmadığını da görmekteyiz. İktidar kanadının alması gereken oylarda ( Cumhur ittifakının toplam ve ortaklarının partisel oylarında) hiçbir çözülme yok, olduğu gibi yerinde duruyor. Bu da Sayın Erdoğan’ın ve Sayın Bahçelinin verdiği demeçler ile kendilerinden saydıkları oylarda (yandaş oylarda) karşıya bir kayma olmasının önlenmesine yönelikti ve başarılı da olunmuş gözüküyor.

Gelelim karşı tarafa yani sürpriz yapan Millet İttifakına,..

Her ne kadar yukarıda bahse konu olan sürpriz sonuçları lehine yazdırmış olsa da gereken başarıyı sağladılar diyemeyiz. Oransal olarak alınan oylarda nispi ve yer yer artışlar gözükse de, bu tamamen kendi yandaş oyları değildir. 17 yıllık iktidarın ülkeye verdiği bu kadar tahribata karşın bu sonucu başarı saymak en büyük yanılgı olacaktır. Yanılgının izahını da, Millet ittifakının ortaklarının partisel oyları dışında irili ufaklı diğer muhalif kesimlerin oylarının da İktidar adayının karşısında, kazanma olasılığı olan en güçlü adaya yönelmesiydi.
 Kendi iddialı oldukları bölge dışında özellikle büyük kentlerde başkan çıkaramayacaklarını bildikleri için özellikle aday göstermeyen ve seçmenlerini, iktidar adayının karşısındaki en güçlü adaya vermeleri hususunda bir şekilde telkinde sağlayan yüzde onluk ülke düzeyinde oy alabilen bir partiden söz ediyorum,..
 Ayrıca hiçbir zaman Millet ittifakındaki partilerin liderlerini ve programlarını beğenmeyen onlara oy vermeyecek kişiler de yukarıda konu edilen nedenlerle bu cenah lehine oy kullandıkları gözden kaçırılmamalıdır. Yapılan mevcut seçim bir milletvekili seçimi olsaydı uygulanan seçim sisteminin azizliğiyle yine iktidar kanadı ezici çoğunlukla iktidara gelecekti..
 Bu seçimlerin sonucunu belirleyen temel unsur Sayın Cumhurbaşkanının seçimlere bizatihi müdahil ve taraf olup, kullandığı dil ve üslupla toplumu germesi ve akabinde iktidar ve muhalefetten hiçbir beklentisi ve umudu olmayanları sandığa yönlendirdi.  Bu hiç sandığa gitmek istemeyen kesimler Cumhur ittifakının tüm devlet imkanlarını kullanarak kendi lehlerine edinecekleri başarıyı bozmak için iktidar karşısındaki muhalefet adaylarına tercihlerini kullandılar.
 Doğa yasalarında bile mevcuttur.  Etki tepkiyi doğurur bir başka ifadeyle Aksiyona karşı reaksiyon oluşmuştur.
Muhalefet Partilerinin bir başarısından söz edemeyiz…